Son dakika

İsrail Politika Orta Doğu

İsrail’i yargılayacak “en güçlü” mahkeme kuruldu: Gaza Tribunal

İddialıyım, umutluyum ve “en güçlü mahkeme” diyorum evet. İsrail’i soykırım suçlarından yargılama cesaretini ortaya koyan Uluslararası Ceza Mahke-mesi’nden de güçlü görüyorum. Devletlerden, dünyaya nizam vereceği düşünülen yapılardan, kendi haklarını bile korumaktan aciz kuruluşlardan umudunu kesmişti insanlık. İşte şimdi, İsrail ve beraberindeki tüm egemenleri karşısına alma cesaretini ortaya koyan sivil bir kalkışma ses verdi. Bu nedenle “en güçlü” diyorum.

Adı: “Gazze Mahkemesi.” Uluslararası adıyla: “Gaza Tribunal.”

Tamamen sivil. Arkasında bir devlet ve de politik bağlantılar yok. Oluşumdan haberdar olduğumdan beri “Nasıl olacak?” diye düşünüyordum. Geçtiğimiz perşembe ve cuma günleri Londra’da yapılan toplantıların bir kısmını takip etme fırsatım oldu.

“Gazze Mahkemesi”, bir yıldan fazla zamandır Gazze’de yaşananların hukuki, siyasi ve etik yönlerini araştırmak üzere kuruldu. Tekrar vurguluyorum: Tam bağımsız, bağlantısız bir inisiyatif. Birazdan detaylarını aktaracağım yapısı uzun hazırlık sürecinin sonunda netleştirildi.

Mahkeme, İsrail’in Gazze soykırımını ve Filistin halkına yönelik işlediği hak ihlallerini çok boyutlu inceleyecek. Tabii, uluslararası hukuk normlarında bir yargılama süreci olacak.

Dünyanın önde gelen hukukçuları, akademisyenleri, entelektüelleri, insan hakları savunucuları ile medya ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri başlattı bu girişimi. İngiltere’nin başkenti Londra’da iki gün boyunca 100’e yakın kişinin katıldığı çeşitli toplantılar yapıldı.

‘Gazze Mahkemesi’nin liderliğini, hukuk deyimiyle “mahkeme reisliğini” Birleşmiş Milletler Filistin eski Özel Raportörü Richard Falk yapıyor. Filistin’in dünyadaki avukatı kimdir derseniz, “o 94 yaşındaki Richard Anderson Falk’tır” derler. İlerleyen yaşına ve rahatsızlıklarına rağmen kalkıp Londra’ya geldi. Falk’ı tanımayanlar için kısa bir bilgi notu: New Yorklu Yahudi bir ailenin oğlu olan Falk da kendini “Amerikalı bir Yahudi” olarak tanımlıyor. 1967’den beri işgal altında olan Filistin topraklarındaki “İnsan Hakları Durumu Özel Raportörü” görevini yürütüyor.
Gazze Mahkemesi’nin başkanlık heyetinde yine BM eski özel raportörlerinden Michael Lynk ve Hilal Elver gibi saygın hukukçular yer alıyor. Akademi dünyasından ise Noura Erakat, Susan Akram, Ahmet Köroğlu, John Reynolds, Diana Buttu, Cemil Aydın ve Penny Green projede yer alan isimler arasında.

Böyle bir mahkeme kurulduğu için yapısı didik edilecek, üye isimler araştırılacaktır. Mesela finansörü merak edilecektir. Organizasyon, 66 gençlik kuruluşu üyeden oluşan İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumunun (ICYF) desteğiyle düzenleniyor. Ne kadar şeffaf ve sadece Gazze için bir araya gelmiş isimlerden olduğunu şimdiden ilan etmek ise mahkemenin kamuoyu gücünü artıracaktır. Londra’daki toplantıya “Mahkeme Üyeleri” sıfatıyla katılan bazı önemli isimleri şöyle sıralayabilirim: İsrailli tarihçi ve aktivist Ilan Pappe, yine İsrailli antropolog Jeff Halper, Amerika’da yaşayan Filistinli tarihçi Ussama Makdisi, Türkiye’nin önde gelen felsefecilerinden Ayhan Çitil, Amerikalı filozof Cornell West, yine Türkiye’den uluslararası hukukçu Mehmet Karlı, coğrafyamızı çok iyi bilen İngiliz tarihçi Avi Shlaim ve Kanadalı gazeteci, aktivist Naomi Klein. Alanlarında uzman, saygın ve en önemlisi de İsrail’in karşısına dikilme cesaretini gösteren bu kişiler toplantılarda çok kararlıydılar. İnce eleyip sık dokudular. Ancak daha da önemlisi belki de tüm kariyerlerini bir kenara bıraktılar. Şu gün itibariyle üzerlerinde oluşacak İsrail ve Amerika baskısını, Siyonizm’in yıpratma kampanyalarını peşinen göze alarak oradaydılar.

Gazze Mahkemesi tam olarak ne yapacak? Yargılamaların sonucunda ne olacak? Bu mahkeme İsrail’i durdurabilecek mi? Bu soruları ben de kendime sordum. Yanıtlarını aradım.
Toplantılarda, mahkemenin işleyişine dair temel prensipler, yürütme ve iletişim stratejileri ele alındı. Bu mahkeme halk vicdanına dayanacak, kararlarını da halk adına verecek.

Gazze Mahkemesi, temel olarak 7 Ekim’in ardından İsrail tarafından işlenen ciddi insan hakları ihlalleri ve soykırım dâhil uluslararası suçları görüşecek ve İsrail’i gıyabında yargılayacak.
Yargılama sonuçları yılları, hatta on yılları almayacak. Bunun için de mahkemenin ikinci ayağı Mayıs 2025’te Saraybosna’da, üçüncü ve son aşaması ise Ekim 2025’te İstanbul’da yapılacak. Saraybosna’da yapılacak oturumda; hazırlanan raporlar, tanık ifadeleri ve taslak beyanname kamuoyuna sunulacak. İstanbul›da yapılacak ana duruşmada ise kurban ve tanık ifadeleri dinlenip nihai kararın taslağı açıklanacak.

Dünyanın adalet mekanizması Gazze karşısında çökmüşken, devletler çaresizliğini, BM ise iflasını ilan etmişken, tek gücü vicdanı olan birileri tüm insanlık adına ayağa kalktı işte. İsrail’in işlediği insanlık suçlarına ses çıkarmayanlar da en az İsrail kadar bu suçlara ortaklık ederken ve Filistin halkı an be an ölürken, “diri olduklarının” farkında olanların kurduğu Gazze Mahkemesi, soykırımın karşısına dikilmesi gerekenleri harekete geçirecek, buna mecbur edecek bir düzeni kısa sürede inşa edecektir… Gazze Mahkemesi, adaletsizliği belgelemesinin yanı sıra, yapılması gereken en acil hamle olan; “İsrail’e karşı insanlık ittifakının” çatı kuruluşu vazifesini de görebilir. Kendini yenilmez gören İsrail karşısında bir yapı ve erk arayışında olan halklar da kısa sürede Gazze Mahkemesi’nin gölgesinde buluşacaktır. Umutla, kararlılıkla ve İsrail’e olan öfkemizi diri tutarak Gazze halkı adına takip edeceğiz…

Yazar: Ersin Çelik

Konuya göre haberler