Gazze'deki Filistinli sanatçılar, ‘direniş ve hayatta kalma’ temalı bienal için yer arıyor. Önce bir ülke bulmaları, sonra da eserlerini sınırdan geçirmeleri gerekiyor. Han Yunuslu Tasneem Shatat, “Size adaletsizliğin karanlığını ve ölümün ortasında doğan hayatı anlatacağız” dedi.
Bir seneyi aşkın süredir bombardıman altında yaşayan 2.3 milyon Gazzeli, sesini dünyaya duyurmak için çok çeşitli yollar denedi. Sanatçılar da hem eserleriyle hem de hitap ettikleri kitlenin büyüklüğü ile bu zulmü duyurmaya çalıştı. Şimdi de yaklaşık 50 Filistinli sanatçı, dünyaya seslerini duyurmak için iki yılda bir yapılan ve modern sanat eserlerine yer verilen “bienal” adı altında bir sergi hazırlığı içerisinde. Ancak önce eserlerine kucak açacak bir ülke bulmaları, ardından da eserlerini sergileyebilmek için sınırdan geçirmeleri gerekiyor. Bu sanatçıların bir kısmı savaşın başlarında Mısır’a geçebildiği için eserlerini orada hazırlıyor. Bir kısmı yardım görevlileriyle eserlerini göndermeye çalışırken, diğerleri resim ve video biçiminde elektronik olarak iletecek. Bazıları ise Batı Şeria’daki sanatçılarla ortaklık kurarak, eserlerini uzaktan hazırlatmaya çalışacak.
İKİ YIL SONRA DA AYAKTA KALABİLMEK İÇİN
Girişimin öncülerinden 26 yaşındaki Han Yunuslu Tasneem Shatat, The Guardian’a verdiği röportajda, sergiyi bienal olarak hazırlamalarının birkaç sebebi olduğunu anlattı. Dünyanın en büyük sanatsal etkinliklerinin bienaller adı altında yapıldığını aktaran Shatat, dünyanın en önemli sanatçılarının da bu bienallerde ağırlandığını ve önemli açıklamalar yaptıklarını ifade etti. Shatat, “Bizim için, dünyanın en önemli sanatçıları artık Gazze sanatçılarıdır. Aynı zamanda bienal iki yılda bir tekrar eden etkinlik olacağı için, Gazze'nin ve sanatçıların iki yıl sonra da ayakta kalacağı yönündeki niyetin bir ifadesidir” dedi. Arkadaşlarının hala hayatta olup olmadığını kontrol etmek ve sanatlarına nasıl devam edecekleri konusunda konuşmak amacıyla birbirlerini arayan Gazzeli sanatçılar, bienalle dünyaya seslerini duyurabileceklerini düşündüler. Dünyanın zaten bildiği hikâyeleri anlatmayacaklarını ifade eden Shatat, “Size adaletsizlikten kaynaklanan karanlığı ve ölümün ortasında doğan hayatı anlatacağız” diye konuştu.
HAYATTAYIZ IŞIK TUTABİLİRİZ
Sanatçılardan Nusayrat Kampı’na sığınan 42 yaşındaki Muhammed el-Hajj, hayatta kalmak için mücadele ederken bile çizimlerini sürdürmeye çalışıyor. 1 yıl önce Gazze’de stüdyosu olan sanatçı, bombardıman sırasında bunların hepsini kaybetti ve çizim malzemelerini kamptan kampa taşıyor. Sanatçı, bienal için Filistinlilerin acılarını anlatan alegorik çizimlerden oluşan eserlerini ya yeniden yorumlayacak bir Batı Şeria sanatçısıyla işbirliği yapacak veya yüksek çözünürlükte fotoğraflayıp elektronik ortamda göndererek panolara basılmasını sağlayacak. Hajj, "Sanat aracılığıyla dünyaya hala hayatta olduğumuzu ve nefes aldığımız sürece burada olan her şeye ışık tutabileceğimiz mesajını vermek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
ESERLER SINIRLARI AŞACAK
Gazze Bienali projesi için yurt dışındaki bir sanat galerisinin veya ulusal bir müzenin ev sahibi olmasını bekleyen sanatçılar, ümitsiz değil. Bu sayede eserlerinin sınırları aşacağını düşünüyorlar. Bienalin manifestosunda ise, "Bu proje, durumumuzun hassasiyetini ve özgünlüğünü yansıtıyor, bu da onu acil ve istisnai bir olay haline getiriyor. Sanatsal amacın merkezinde bir halkın hayatta kalma mücadelesi var" ifadeleri yer alıyor.
İsrail Gazze tarihini yok ediyor
Filistin Turizm ve Tarihi Eserler Bakanı Hani el-Hayik, İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde 188 arkeolojik alanı hedef aldığını söyledi. İsrail saldırıları nedeniyle 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nde 325 arkeolojik alandan 206'sı kısmen veya tamamen yok oldu. İsrail saldırılarının hedefi olan tarihi yapıların başında geçmişi 1400 yıla dayanan Filistin'in en büyük üçüncü camisi "El-Ömeri " ile 5. yüzyılda yapılan Gazze'nin en eski dünyanın ise üçüncü en eski kilisesi "Aziz Porphyrius" öne çıkıyor.