Bugün milli mücadeleyi sadece askeri veya siyasi bir zeminde değerlendirmek bizi yanılgıya düşürebilir. Bizim ekonomik olarak potansiyelimizin ötesine geçmemizin yolu, askeri, siyasi ve iktisadi olarak dışa bağımlılığımızın azaltılmasından geçiyor.
BAĞIMSIZLIK AYRIMINDA KİMDEN YANAYIZ
Ekonomik bağımsızlık kendi kaynaklarımızı dış etkenlere karşı dirençli bir şekilde etkili kullanabilme sanatıdır. Peki bu sanatı icra ederken nelere ihtiyacımız var.
Politik bağımsızlık, teknolojik gelişim, istihdam olanakları, toplumsal refah ve güvenlik, ekonomik bağımsızlık sanatının sahneye konmasındaki en önemli enstrümanlardır. Uzun metrajlı sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal refah için dengeli bir ekonomik politika belirlemek hayati önem sahiptir. Ekonomik bağımsızlık sadece dünün ya da bugünün değil aynı zamanda uzun soluklu bir hikayenin vizyoner kahramanıdır.
Ekonomik bağımsızlık için ülke olarak yerli üretimi artırma ve çeşitlendirme politikaları izliyor, Avrupa Birliği ve Dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı sergiliyoruz. Enerji bağımsızlığını ihmal etmiyor, enerji verimliliğini ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak dışa bağımlılığı azaltmak adına çağın peşinde koşuyoruz.
Askeri bağımsızlık için stratejik savunma mekanizmaları ve ortaklıkları ile savunma sanayini geliştirmek için üstün çaba harcıyoruz. Hedef Kızılelma deyip, insansız hava araçları ile, Bayraktar TB2 ve TB3 ile, Akıncı ile, Kemankeş ile gururlanıyoruz. Aslında dün ve bugün sahip olduğumuz milli mücadelenin yansımasını görmekten, bağımsızlık yoluna kendimizi adamaktan, var olma sebebimiz olmasından, göğsümüzü gere gere bahsetmekten onur duyuyoruz.
Siyasi bağımsızlık için milli iradeden yana tavır alıyor, farklı coğrafyalardan ülkelerle bölgesel siyasi ilişkilerimizi geliştiriyor, uluslararası platformlarda onurlu bir duruş sergileyebiliyoruz. Mazlumun yanında, zulmün karşısında, amasız, elif gibi dimdik duruyoruz, kenetleniyoruz
GÖRÜNMEZ ELLER
Ne zaman ki bir bağımsızlık mücadelesine giriyoruz, kafayı kaldırıyoruz, askeri ve siyasi olarak varlık gösteriyoruz o zaman dahili ve harici görünmez eller ile karşılaşıyoruz. Bedeli ne olursa olsun bağımsızlık uğruna milli mücadeleden vazgeçmiyor, yas yerine intikam yeminlerini diri tutuyoruz.
Her manada milli mücadele ruhunu yansıtan, güçlü kılan halkın ortak bir ideal uğruna kenetlenmesini başarıyoruz. Dün Kahramanmaraş’ta, Gazze’de, bugün Hakkari’de yarın tüm Türk-İslam ve mazlum coğrafyalarında.
ÇELİKTEN İRADE
Şehit Piyade Teğmen Eril Alperen Emir’in dizeleriyle “Yağmur ıslanmayana, aşk yaşamayana, savaş savaşmayana güzel.”
Kendi kaderimizi tayin etmek, dışarıdan müdahalelere karşı direnç göstermek istiyorsak ne ekonomik, ne askeri ne de siyasi bağımsızlıktan ödün vermeyeceğiz.
Oğlum şehit oldu, ne mutlu bana diyen Kemal’in babası gibi gururlu olacağız.
Siyaset üstü bir konuda milli irade ile beraber olma cesareti göster(e)meyenleri unutmayacağız.
Bugün yas tutup, yarın kaldığı yerden demlenenleri zihnimizden silmeyeceğiz.
Ahmetlerin, Abdulkadirlerin, Semihlerin, Kemallerin, Enislerin, Cebraillerin, Ramazanların, İsmaillerin, Çağatayların, Yasinlerin, Emrelerin, Mehmetlerin bıraktığı emanetin peşinden koşacağız.
Sıvasız evlerin umut dolu çocuklarının hayallerini gerçekleştireceğiz.
Enis’in dediği gibi cesaret dağında korku rüzgarı esmez, aslanlar gibi yaşayacağız.
Teröristlere selam duranlara inat yas tutmaya değil zafere odaklanacağız.
Karşıtlık üzerinden çöken siyasetin peşinden değil, terör saldırısı karşısında birlik olanlardan, milli iradeden yana olacağız.
Bizde vatan sevgisi, topraklarımızın her bir zerresinde, gökyüzünde yükselen al bayrağımızın altında birleşen yüz milyonların aşk hikayesidir.
Yazar: Özgür Bayram Soylu
