Son dakika

NATO Joe Biden Ukrayna

Nükleer tetikle oynayan ‘isimsiz adamlar’…

Biden’ın, yitirdiği tüm melekelerinden ve iktidarından sonra, ‘giderayak’ Zelenski’ye ATACMS füzeleriyle ‘Rusya’nın içini vurma’ izni vermesi, Putin’in de ülkesinin ‘nükleer silah kullanma eşiğini’ düzenlemesi, bunları sindirmeye çalışırken Kiev’in salı sabaha karşı 6 füze ateşlediğinin açıklanması, bıçak sırtındaki dünyanın hâlini herhalde anlatıyordur…

Bilindiği gibi Moskova, böylesi bir gelişmenin olması durumunda nükleer siloların kapaklarını açacağını ‘kırmızı çizgili’ açıklamalarla önceden ilan etmişti…

Potansiyel tehlike kadar, Biden yönetiminin bu kararı neden ve şimdi aldığına da bakmak öğretici olur. Şu sıralar Trump iktidarında yaşanacaklar üzerine, ağır savaş senaryoları da dâhil çok sayıda kara kehanet üretiliyor. Biden döneminde ise, Gazze soykırımının çok daha yüksek olduğu tahmin edilen kayıplarına Ukrayna savaşını eklediğinizde yaklaşık 600 bin insanın kanına girildi…

Biden’ın bu kararı alma nedeni, Ukrayna savaşının hep sürmesine ilişkin genel politikası. Ama o kadar değil. Seçimlerden önce de olası Trump iktidarının önünü kesmek için Avrupa ülkeleri nezdinde kimi siyasi adımlar atmış, para paketlerini yenilemişti…

Savaşın bitmemesi için İngiltere’nin de füze kararına katkı yaptığına şüphe yok. Kimi Avrupa ülkelerini de bu kara kümeye dâhil edebiliriz…

Yine de kararın politik karakteri açısından önemlisi şu; Batı’da ve ABD’de “demokrat ve liberal” siyasetin ne denli dibe vurduğunu, çamura battığını ispat ediyor. Trump yönetiminin Rusya ile uzlaşarak Ukrayna savaşını bitirme ihtimalini sabote etmek için alındı bu karar…

Siyasi nezaketsizlik de barındırıyor; çünkü ABD Başkanları seçim kaybedip, görevi haleflerine devretme sürecine girdiklerinde kritik ve bağlayıcı kararlar almazlar. Bu terbiyesizlik, Rusya’yı vurma iznine kıyasla elbette konuşulmaya bile değmez ama bugüne kadar ABD yönetimlerinin dünyaya sâri bu rezilliklerine körleşenlere ders olur, belki anlarlar ümidiyle yazıyoruz…

‘OKLARI SATANLAR’ DA VURULURSA…

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in yaklaşımını da not etmeliyiz…

“Ukraynalıların kendilerine sağladığımız silahları sadece okları durdurmak için değil aynı zamanda okçuları vurmak için de kullanabilmeleri gerektiğini defalarca söyledim. Yapılması gerekenin bu olduğuna inanmaya devam edeceğim”…

Çok mantıklı değil mi?

Peki, ‘okları verenler’ de vurulsun mu?

Rusların cevabının özü de budur. Batı tipi köhneliğin sonu doğal olarak buraya varır…

Almanya Şansölyesi’nin Putin’i arayarak uzun zamandan sonra konuşması elbette yeni Trump dünyasının gerçekliği. Ukrayna’ya verdikleri Taurus füzelerinin “içeri doğru” kullanımına izin vermedi Berlin ama şu sıralar 4 bin yapay zekâlı dron verecek. Bu da 30-40 km’lik derinliğe ulaşmak anlamına geliyor. Saha üzerinde durum bu ama kâğıt üzerinde sadece daha çok para anlamına geliyor…

3’ÜNCÜ SAVAŞIN PEŞİNDE…

Savaşın sonu beklenirken, seçilmiş Başkan Trump ve ekibi Ukrayna’da barışı kısa sürede sağlamaya çalışacaklarını açıklamışken, nükleer silaha sahip, bu konudaki kararlılığını da kayda geçirmiş bir ülkeyi vurma serbestliği getirmek uluslararası hukuk açısından da suç sayılmalı…

Bu temenninin karşılığı olmayacağını biliyoruz ama bunun sebebi de yine aynı adamlardı. Trump’ın oğlu Donald Trump Jr., hoş bir tarif getirmiş; “Şu an ABD dış politikasını yöneten ‘isimsiz adamlar’ Beyaz Saray’dan ayrılmadan önce 3’üncü Dünya Savaşı çıkartmanın peşinde”…
‘İsimsiz adamlar’!

Böyle söyleyince refleks olarak, “kim bunlar” sorusu ağızdan çıkıyor ama çoktan tarif edildi kimler oldukları. Mesele bu değil. Sorun, isimsiz adamların ‘bitmeyen savaşlar’ istemesi. Hep savaşılsın, daha çok daha çok silah satılsın, milyonların ölümü ise sadece görev zayiatıdır. “Bu arada belki yeni jeopolitik gelişir, ABD eski konumunu yakalar, Trump da başından tökezler. Dört yıl oyalayalım yeter”…

Ne Rusya ne de İran bu tür bayat provokasyonlara gelmeyecek kadar tecrübeli. Trump’a sayılı günler kala topraklarına füze düştü diye -ki muharebe alanını hemen hiç etkilemeyeceği askeri uzmanlar tarafından zaten söyleniyor- dünya savaşı çıkartacak değil Kremlin. Keza Tahran da, İsrail ne kadar tahrik ederse etsin oyunu büyütmeyecek. Her iki ülke de, yeni yönetimin nasıl bir masa kuracağını en azından görmek istiyor. İnşallah yanılmayız…

‘KÜRESEL GÜNEY MAHKEMELERİ’ YARGILASIN…

‘İsimsiz adamların’, Trump yönetimi ile ilgili temel korkusu “savaşsızlık”tır. Ama savaşları da kazanamıyorlar!

Trump ekibiyle bu konuda da anlaşmazlıkları var. Mesela Afganistan. Bizdeki Amerikancılar bu örneği hiç sevmez. Ama hatırlıyoruz; Pespaye bir ordunun kaçış, uçaklardan düşen/atılan insanların görüntüleri unutulabilir mi? Vietnam gibiydi.

Gündeme getirmememizin nedeni, yenilginin sorumlusu olan ordu yetkililerinin -görevde olsun olmasın- tespiti ve askeri mahkemede yargılanmaları için Trump ekibinin çalışma yürüttüğü haberleri…

‘İsimsiz adamlar’dan bir kısmı onlardı işte. Çünkü Afganistan aynı zamanda büyük ve ‘yok artık’ dedirtecek yolsuzların yapıldığı, üzerine kaybedilen bir savaştı. Paranın miktarını kimse tahmin edemiyor. On milyarlarca dolardan bahsediliyor. Öyle ki, hiç var olmayan askeri birliklerin kurulduğu, varmış gibi bütçelendirildiği dahi söylendi!

Aynısı hatta fazlası Ukrayna için geçerlidir. Trump başkanlığının süresi yetişirse burada da askeri mahkemeler kurulabilir! ‘İsimsiz adamlar’ rütbe/makamlarına bakılmadan sanık sandalyelerine oturtulabilir. Cezalandırma diğer ülkelere, İngiltere dâhil sirayet edebilir. İşin ucu NATO’ya varabilir. Yani ard korkusu nedeniyle de Rusya’nın füzelerle vurulmasını Oval Ofis’e sertçe tavsiye ediyor ‘isimsiz adamlar’.

Yazar: Nedret Ersanel

Konuya göre haberler