Orta Doğu’da yaşanan gerilim had safhaya ulaşmış durumdayken, Türkiye’deki siyasi figürlerin yaptığı açıklamalar da dikkat çekiyor. Geçtiğimiz günlerde Başkan Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli, iç cephede birlik olmanın önemine vurgu yaptılar. Bu gelişmenin hemen ardından Bahçeli’den tarihi bir çıkış geldi. Bu çıkışın yankıları sürerken Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’ne (TUSAŞ) yönelik bir terör saldırısı gerçekleşti. Saldırının zaman ve mekân ayarlı olması ise beraberinde birçok soruyu getirdi. Peki, bu saldırının taşıdığı mesaj neydi? Neden TUSAŞ hedef alındı? İsrail ve ABD saldırının neresinde?
Orta Doğu’daki gerginlik devam ederken, geçtiğimiz günlerde Başkan Erdoğan ve Bahçeli iç cephede birlik olmanın önemine dikkat çekmişti.
FETÖ’ye ilk bayrak açan isimlerden olan Latif Erdoğan, “FETÖ’nün küçük parçalara ayrılması artık kaçınılmaz. Gülen öldükten sonra bence ABD’nin FETÖ ile işi bitti. Bundan sonra örgütü İngiltere yönetir.” ifadelerini kullandı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ölümü ile birlikte örgütün geleceği konuşulmaya başlandı. En büyük soru ise, FETÖ’yü şimdi kim idare edecek ve milyarlarca dolar serveti kim yönetecek? 2012 yılında yani en zor zamanda FETÖ’ye bayrak açan isimlerin başında Latif Erdoğan geliyordu. Bir dönem Gülen’e en yakın isim olan Latif Erdoğan, örgütün geçmişini ve geleceğini değerlendirdi.
NARSİSTLİĞİNİ, KAPRİSLERİNİ DAVRANIŞ BOZUKLUKLARINI DAVA OLARAK YUTTURDU!
Fetullah Gülen’in Mesih saplantısı vardı. Mehdi de diyebilirdi kendisine ama o makama eli uzanamadı. Kendisini açık açık Mesih olarak gördüğünü söylüyordu. “Hz. İsa gibi 33 yaşında öleceğimi bekliyordum” demişti. Mehmet Tabanca ve Hüseyin Gemicioğlu isimli iki müridi onun Mesihliği ile ilgili kitap yazdılar. O kitapta ebced hesapları yapılarak 105 yaşına kadar yaşayacağı belirtiliyordu. Gülen bize sık sık “Hepinizi gömeceğim” diyordu. 20 sene önce öldü. Gülen aslında psikiyatrik sorunları olan bir vak’adır. Kendisi dışında kimseye acıma duygusu yoktu. Narsistliğini, kişisel kaprislerini, davranış bozukluklarını dava olarak insanlara yutturdu. Kabul etmeyenleri hain ilan etti. Kelimenin tam anlamıyla karaktersiz ve kahpedir. Dünya devleti kuracağına inandı. Tüm dünyayı Türkiye’den idare edecekti. Bu hastalıklı iddiasını güçlendirmek için dini değerleri kullanmaktan da çekinmedi.
BİTMEYEN İSRAİL SEVGİSİ?
Tüm dünyada hızla büyümeye başlamıştı. Çevresine bunu Allah’ın ihsanı olarak anlatıyordu. MOSSAD ve CIA tarafından önünün açıldığı örgütün tabanı tarafından bilinmiyordu. Bitmeyen bir İsrail sevgisi vardı. Saddam Hüseyin İsrail’e füze attığında Yahudiler için günlerce ağladığını söylemişti. Yahudilerle ve MOSSAD ile bağlantısını ilk Erbakan Hoca deşifre etmişti. Kadir Mısıroğlu “Bu İsrail sevgisi yüzünden sen Türkiye’de can vermeyeceksin” demişti. Haklı çıktı. Bir nesil bitirdi. Sadece Türkiye’ye değil islam alemine büyük zarar verdi. Ben Fetullah Gülen ile tanıştığımda 11-12 yaşında çocuktum. Şimdi 70 yaşıma geldim. Ben şahsım için değil ama bir nesil için üzülüyorum. Toparlanması çok uzun yıllar alacak.
Fetullah’I DEFALARCA UYARDIM
Ben o yapı içerisinde yanlışa hep yanlış derdim. Fetullah ile tartışmalarımız oldu. 2000’li yılların başında “Artık duvara çarptınız” dedim. Suat Yıldırım’a “Devlet bir gün sizi terörist ilan edecek” dedim. Devleti ele geçirme mantığı yanlıştı. “Devlete değil medeniyete talip olalım” dedim. Ama Fetullah’ın güç zehirlenmesi, devleti ve dünyayı ele geçirme hastalığı artık tüm bedenini sarmıştı.17/25 Aralık operasyonu, Ergenekon ve MİT kumpasında FETÖ başarısız oldu. Ama Fetullah bunları başarısızlık olarak görmez. Gençliğinden beri hayalinde askeri ihtilal yapmak vardı. 15 Temmuz’da başarısız olacağına zerre kadar inanmadı. Kendisine sorsanız 15 Temmuz darbesinde attığı her hamlesi doğrudur. Fetullah Gülen gibi hastalıklı ruhlar asla hata yaptığın kabul etmez. Başarısız olunduğunda her türlü yalanı söylemekten, en ağır yemini etmekten de çekinmez.
ÖRGÜTTE BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI
Fetullah Gülen öldü. Ateşler içinde yatsın. Abi dedikleri adamlar kapatmaya çalışsa da örgütte büyük bir hayal kırıklığı var. Maddi bağımlılığı olan insanlar örgütte isteme istemeye durmaya devam eder. Ayakları üzerinde durabilenler ise kendi yoluna gitmeyi tercih eder. Mustafa Özcan, Abdullah Aymaz ve Cevdet Türkyolu gibi adamların isimleri geçiyor. Bunlar sırtını Fetullah’a dayamış kişiliksiz insanlardır. Örgütü sevk idare edecek bir kapasiteleri de yoktur. Parayı elinde tutanlar biraz daha avantajlı ama konuşulan isimler arasında lider yok. Bundan sonra her gün güç kaybedecekler. FETÖ’nün ABD ayağını yöneten Mustafa Özcan, Gülen’in Pensilvanya’daki çiftliğinde yanında yer alan bir isim olmasının yanı sıra örgütün parasını da Cevdet Türkyolu ile kontrol eden isim durumunda. FETÖ’nün Almanya ayağını yöneten ve örgütte yeni elebaşı olmak isteyen Aymaz da Avrupa bölgesinin en güçlü isimlerinden. Sözde İcra Heyeti’ne seçilen Talip Büyük’ün İngiltere’de örgütün parası ile fon ve emlak piyasasında çalıştığı biliniyor. Karakuş Almanya ve Karaduman da İngiltere imamı olarak görev alıyor.
FETÖ’YÜ ARTIK İNGİLTERE YÖNETİR?
Mehdilik ve Mesihlik hezeyanları bitti ama örgüt dağıldı demek için henüz erken. Rehavete kapılmamak gerekir. Fetullah Gülen öldükten sonra bence ABD›nin FETÖ ile işi bitti. Bundan sonra örgütü İngiltere yönetir. İngilizler FETÖ’nün bu insan kaynağını İslam’ın ve Türkiye’nin aleyhine kullanmaya çalışacak. Örgüt artık küçük parçalara ayrılarak yoluna devam etmeye çalışır. Ama zaten bu örgüt Fetullah’tan sonra yaşamayacak bir yapıda kurulmuştur. Gülen’in ölümü de aslında örgütün fiilen bitmesi demektir.
Yazar: Bülent Orakoğlu