Son dakika

ABD Türkiye Rusya BRICS

BRICS’in arkasında akıl var mı?

Amin Maalouf, ‘Labirent’ kitabının, ‘Yeniden İnşa Edilecek Bir Dünya’ bölümünün girişine William Shakespeare’in, “Geçmiş artık yeni oyunun önsözü sayılmalı, gelecek ise senin ve benim gösterimize bağlı” sözünü koymuş…

Yeni dünyanın düzenlenişine uygun bir açılış. Bir tarafı, yani “Doğu’nun” yapacaklarını anlatıyor. Ama “Batı” da var…

Ona uygun Shakespeare de şu olacaktır; “O içi boş taç, çevreler fani şakaklarını her kralın. Ölüm yaşar o tacın içinde, gülerek bakar kralın haline”…

***

Rusya’nın, Tataristan’ın başkenti Kazan’da ev sahipliği yaptığı BRICS zirvesi başladı. Sonuna ‘+’ da koymalıyız. Çünkü örgüte üye olmayan ama ‘niyet eden’ Türkiye dahil bir seri ülke de toplantıya katılıyor…

Yılın, yıllara sari en önemli ikinci küresel olayı olarak takvimlendi BRICS buluşması. Ardından ABD başkanlık seçimleri. İki olayın birbirini de etkileyerek sürprizli süreçler üreteceği çok açık…

Burada, Doğu-Batı ilişkileri/mücadelesi, Türkiye’nin bağımsızlık savaşı, global Araf, yeni jeopolitik, vb. başlıklar altında çok yazı yazdım. Bu vesileyle aralarından bir tanesini bugün için önerip geçeyim; ‘Yeni Alet Çantası’ (07/09). BRICS’in bütün kanal ve gazetelerde sayfa sayfa yayınlanacak teknik ve yüzeysel boyutuna saplanmayalım…

MAZARETLERİ BİLE YOK…

Batı’nın, yeni yükselen stratejik mimariye yönelik yaklaşımı salt tehdit algısından oluşuyor. Sebep-sonuç ilişkilerini hiç umursamıyor veya farkında değil. Gökdelenden düşen birinin kravatına tutunması gibi bir şey bu. ‘Taç’ın gülmesi o yüzden…

Türkiye’de ise, klişe olacak ama, deve-kuşu gibi başını kuma gömme durumu var. Batı’nın tutumuna benziyor. Bu da doğal çünkü körleşme mensuplarının hakim çoğunluğu Batıcıl. Öyle ki, konunun Batı-Doğu olmadığını dahi fark edemiyorlar…

Bu yüzden, eğer çok kutupluluğun gerçeklerine az-çok vakıfsanız, getirdikleri eleştiriler sizi gülümsetiyor. Hindistan, Çin, Rusya, Mısır, S. Arabistan, İran, Brezilya gibi ülkelerin, Türkiye dahil bir araya gelme düşüncesine karşı, “bu daha yeni bir organizasyon, gelişme aşamasında, Birleşmiş Milletler veya Avrupa Birliği gibi olabilir mi” şerhi, dünya için aranan stratejik duruş veya pek sevdikleri ‘reel-politik’ olabilir mi?

Ne yapalım yani, “BM Genel Sekreteri bile BRICS’e katılıyor” diyerek konvansiyonel bir kahkaha mı atalım?

Burada yeni dünya düzeni kuruluyor. Ciddi olmak lazım…

‘DÜNYANIN CANINA OKUDUĞUNUZ İÇİN’…

Kendisi düşerken yükseleni hiç görmeme hali psikolojinin alanıdır. “BRICS bir ekonomi örgütü, arkası yok” yaklaşımı, sanki galipsiniz de, son dakikalarda top çeviriyorsunuz havası veriyor. Oysa tabela öyle bir şey yazmıyor!

Askeri, ekonomik, coğrafi, demografik bir heyula organize oluyor ve siz arkasında bir siyasi düşünce yok sayıyorsanız, neden bir araya geldiklerinin sorumlusu sizsiniz demektir…
Şanghay İşbirliği Örgütü, Türk Devletleri Teşkilatı, Asya Bankası, vb gibi yapılar da uzuvlardır ama özündeki politik akıl, derinlikli ve gerçek bir itiraza yaslanıyor; mevcut düzenin dünyanın canına okuduğu gerçeğidir bu…

Başka hiç bir örneğe gerek kalmadan ‘anti-dolarizasyon’ arayışı dahi kâfidir ortak yaklaşımı ispat açısından…

ZİRVENİN MATRUŞ-KALARI…

Adet olduğu üzere BRICS ve üye ülkelerin çeşitlik başlıklardaki büyüklükleri G7, G20, ABD, İngiltere, vs. ile kıyaslanıyor ve görülüyor ki Doğu’nun devinim parametreleri canlı ve dikkate alınmaması söz konusu olamaz…

Yine de bu tür tokuşturmalar istatistik grafiklere sıkıştırılınca işaret ettikleri jeopolitiğe hakkınca ya da yeterince dikkat çekemiyor. Bu da, Batı’nın propagandalarından biri sayılabilecek, “önemsememe” halini her yere bulaştırıyor…

Şaşırmayı hatırlamamız lazım…

BM Genel Sekreteri’nin BRICS zirvesine katılması bir kalemde geçilebilir. Ama bunun arkasına, kimi Batı ülkelerinin itiraz ve söylenmelerini eklediğinizde, İsrail soykırımında yüzlerce BM personelinin katledildiğini hatırladığınızda, bizzat sekreterin “istenmeyen adam” ilan edildiğini anımsadığınızda, küresel krizlerin hepsinde 193 ülkeden oluşan mimarinin tökezleyip düştüğünü yeniden not ettiğinizde, müesses nizamın esas değilse de usul karargâhı sayabileceğimiz BM ruhunun zaten çöktüğünü hemen anlarız. Sekreterin zirveye katılmasındaki sembolizm budur…

BRICS üyelerinin dünya altın rezervlerinin yüzde 20’sini elinde tutması veya yine Türkiye dahil, “nadir metallerin” tekel boyutunda hakimi olduğu tespit edildiğinde de bir düşünce uyanır akıllarda ama S. Arabistan’ın Kızıldeniz’de İran’la askeri tatbikat yapacak olmasına da çok şaşırmalıyız!

Rakamsal büyüklükler potansiyel anlatır ama fiili mesajlar gövdeyi gösterir…

Benzer durum BRICS arifesinde Çin ve Rusya’nın hem Tahran’ın yanında duran hem İsrail soykırımını hedefe alan açıklamalarında da kendini gösterir…

İsrail’in İran’a yönelik olası saldırısından bu ülkelerin ne kadar rahatsız olacaklarının dışa vurumu sayabilirsiniz. İsrail yine de vurabilir ve ‘sınırı’ aşarsa, o andan itibaren ABD’nin sorunu olur!

NATO ÜYESİ-BRİCS NİYETLİSİ…

Doğu’nun stratejik boyutunun kavranmasında başımızı başka yöne çevirdiğimiz çok şey var ama tövbe edilenler de var…

Mesela, Çin-Rusya işbirliğinin boyutu. Artık, ‘asla olmaz’ diyenlerin sessizliğini duyabiliyoruz! Veya Hindistan-Çin açmazlarındaki beklenmeyen ilerlemeler gibi…

İki ülke arasındaki sınır anlaşmazlıkları kangren boyutundaydı ve devam etmesini Batı da alttan alta teşvik ediyordu. BRICS öncesinde sürpriz ayarladılar; 2020’de ölümcül çatışmaların yaşandığı sınır bölgesinde artık bir anlaşma var! Siz şaşırmasanız bile ‘öbürleri’ şaşırdı…

‘Kucaklaştılar’ demiyoruz. Ama zamanlamayı gözetmelerindeki akıl, Doğu’nun organize olma tahayyülünü somutlaştırıyor.

Tıpkı Türkiye gibi!

Yazar: Nedret Ersanel

Konuya göre haberler