Batı’nın şeytanla pazarlığı..

Batı’nın şeytanla pazarlığı..

Yeni bir şey değil, İsrail’i yöneten Siyonistler’in hedefi işgal ve abluka altındaki topraklarda tek Filistinli bırakmamak. İsrail’in adım adım, aşama aşama,1948’den bu yana yaptığı şey, bu. Hiç şüphesiz, ABD ve Batı yönetimlerinin açık-gizli desteği olmasaydı İsrail tek başına bunları yapamazdı. ABD’yi arkasına alan İsrail onlarca yıldır sözde uluslararası hukuku kaale bile almıyor. 21. Yüzyılın Yeni Nazileri’ni insanlığa musallat eden, cezasızlıktır. Batı yönetimleri İnsanlığın vicdanını kanatan vahşete “dur” diyemiyor, sadece bir şeyler eveleyip geveliyorlar.
Geçenlerde ABD, İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi’nden oluşan “G7”nin Dışişleri Bakanları ortak bildiri yayımladılar. Yine evelediler, gevelediler, insanî krizden bahsettiler, yine İsrai’in ‘kendini savunma’ hakkını kutsadılar. Laf olsun kabilinden ise iki devletli çözümün parçası olarak bir Filistin devletine sözde bağlılıklarını tekrarladılar. Ancak İsrail’in bombardımanlarının tümüyle sivilleri, daha çok da çocukları ve kadınları hedef almasına rağmen “kalıcı ateşkes” çağrısı bile yapamadılar.

Yahudi yazar Yuval Abraham’ın İsrail’de “+972 Magazine” ve “Local Call” sitelerinde yayınlanan makalesinde “yapay zeka” tabanlı bir sistemin kitlesel suikastları kolaylaştırdığı belirtiliyordu. Nazi-Siyonistler bu sisteme, galiba Batılı müttefiklerine şükran duygularını bildirmek için olsa gerek, İbranice “İncil” anlamına gelen “Habsora” adını vermişler. “Toplu suikast fabrikası” gibi çalışan bu sistem, hedef alınan konutlar ve çevresinde yüzlerce sivilin hayatını kaybedeceğini öngörüyor. Abraham’ın istihbarat ve güvenlik yetkililerinden aldığı bilgilere göre İsrail Ordusu çoğu kadın ve çocuk olan Filistinliler’in katlini bilerek onaylıyor. Abraham’ın kaynakları saldırıların asıl amacının sivillere zarar vermek olduğunu söylüyorlar.

İsrail Gazze’de yüzde 70’i kadın ve çocuk olan 15 binden fazla insanı öldürdü, öldürmeye devam ediyor. Kuzeyi, güneyi, doğusu, batısı yok, hedef, Gazze açık hava hapishanesinde yaşayan milyonlarca insan. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby ise yaptığı bir açıklamada Gazze’de çok fazla sayıda sivilin öldürüldüğünü ‘lütfen’ kabul etmiş.
Kirby 7 Ekim’de Hamas’ın saldırılarında hayatını kaybeden İsrailliler için ekranda adeta gözyaşlarına boğulmuş, “bunlar insan, bunlar aile üyeleri, arkadaşlar, kuzenler, kardeşler, kız kardeşler” demişti. Resmen dünyayla alay ediyorlar. Kirby Gazze’de katledilen on binden fazla çocuk ve kadın için gayet soğukkanlı biçimde “Açıkça görülüyor ki, çok fazla sayıda, binlerce sivil öldürüldü. Binlerce kişi de yaralandı... İnsani krize karşı kör değiliz” diyor.

Bir mahalleyi eşkiyalar basmış, çoluk çocuk, yaşlı genç demeden önlerine geleni öldürüyorlar. Kimse müdahale etmesin, kimse yardıma gitmesin diye de bu haydutların hamileri mahalleye giden yolları tutmuşlar, kimseyi bırakmıyorlar. Katliamlarda kullanılan silahları haydutların eline tutuşturanlar da yine bunlar. İsrail destekçilerinin Gazze’de oynadıkları rol, tam da bu.

Siyonizm karşıtı Amerikalı Yahudi gazeteci Philip Weiss, Biden Yönetimi’ne bu yüzden isyan ediyor. Weiss’ın 29 Kasım’da “Mondoweiss” sitesindeki yazısının başlığı, “Biden İsrail Lobisi sayesinde ‘Soykırım Joe’ oldu” şeklindeydi. Weiss “Biden neden her dürüst insanın yapacağı şeyi yapmaktan ve İsrail’in Gazze’deki kıyametvari yıkım ve katliamlarına karşı çıkmaktan aciz?” diye soruyordu. Weiss, 2024 seçimlerine hazırlanan Biden’ın İsrail Lobisi’nin parasal desteğini kaybetme korkusuyla, Netanyahu’ya, İsrail’e “dur” diyemediğine dikkat çekiyordu.
Kıssadan hise: Batı dünyasında insan ve şeytan arasındaki kirli pazarlığı simgeleyen “Faustian Sözleşme” pek meşhurdur. “Ruhunu şeytana satmak” olarak icra edilen pazarlığın nihai sonucundaysa, kişinin elde ettiği kazanç, kaybettiklerinin yanında hiçtir. Amerikalılar ise şeytanla pazarlığa, 1859’da ölen yazar Washington Irving’in “Şeytan ve Tom Walker başlıklı öyküsüyle aşinadırlar. Şeytanla anlaşma yapan fakir Walker acımasız, zalim bir tefeciye, çok zengin, ancak aşırı cimriye dönüşür. Sayılı günler çabuk geçer. Pazarlığın süresi dolduğunda şeytan ortaya çıkar, Walker’ı atının terkisine atar, kırbacını şaklatarak gözden kaybolur. Sahip olduğu tüm mal varlığı yakılıp yıkılan Tom Walker’dan geriye bir toz parçası bile kalmamıştır.

Yazar: Abdullah Muradoğlu