‘Öteki’lerin gür sesi yenilmeyen boksör: Muhammed Ali

‘Öteki’lerin gür sesi yenilmeyen boksör: Muhammed Ali

Cassius Marcellus Clay Jr., 17 Ocak 1942 tarihinde Louisville, Kentucky’de dünyaya geldi. Babası bir ressamdı ve duvar resimleri çizerek, tabela boyayarak ailenin geçimini sağlıyordu. Kendi ifadesiyle mutlu bir çocukluk geçirmiş, engelleme ve zorluklara rağmen şiddete bulaşmamış ve iyi bir Hristiyan olarak yetiştirilmişti.

Okula başladığı andan itibaren etrafındaki ayrımcılığı, haksızlıkları ve ırkçılığı fark etmeye başladı. Ona göre ‘60’lı yıllarda masum kalmak çok zordu’. Tabelasında sadece beyazların girebileceği yazılan restoranlar, ‘siyahlar sadece çeşmeden içebilir’ yazıları ve siyahların kendilerine ayrılmış tuvaletler dışında bir seçeneği olmaması onun için dönüm noktalarıydı. Doğup büyüdükleri sokaklarda kardeşleriyle birlikte ‘pis zenci’ diye aşağılanmaları onun ileride dünyanın en etkili insan hakları savunucularından biri olarak yetişmesini sağladı.

Küçük siyah çocuklar için bir rol model olmaması, kendine benzeyen bir süper kahraman görememesi üzerine düşünüp halkı için kahraman olmayı hayal ediyordu ama henüz hangi mesleği yapacağına karar vermemişti. 12 yaşında yaşadığı bir hırsızlık olayı onun hayatını değiştirecekti.

1954 kışında arkadaşıyla gittiği bir yerden dönerken bisikletinin çalınmış olduğunu gördü ve polise haber vermeye gitti. Kapıdaki kişi onu yerel polis memuru Joe Martin’in bulunduğu alt kattaki spor salonuna yönlendirdi. Boş zamanlarında gençlere boks yapmayı öğreten polise şikayette bulundu ve “Hırsızı yakalarsam onu bir güzel pataklayacağım” dedi. Aldığı cevap “Meydan okumadan önce dövüşmeyi öğrenirsen iyi edersin” oldu. Bunun üzerine Martin’in salonuna yazıldı ve boks yapmaya başladı. Haftanın 6 günü devam ettiği antrenmanlar onu ‘Beladan uzak tutuyor’ ve motivasyon sağlıyordu.

İlk amatör maçını 12 yaşında yaptı. 18 yaşına geldiğinde 108 müsabakada dövüşmüş, 6 Kentucky Altın Eldiven Şampiyonluğu, 2 Ulusal Altın Eldiven Turnuvası ve 2 Ulusal Amatör Sporlar Birliği unvanı kazanmıştı. Ancak 1960 Roma Olimpiyat Oyunları’nda hafif ağır sıklette altın madalya kazanması diğer tüm başarıları unutturdu. Artık zirvedeydi ve “Amerika için bütün dünyayı yenmiş gibi hissediyorum” dediği ödül töreninden sonra madalyasını uyurken dahi çıkarmıyor, bu madalyanın onun için bir şeyleri değiştireceğini sanıyordu.

Şehirde görkemli bir törenle karşılandıktan sonra arkadaşıyla gittiği restoranda yaşadıklarını hiçbir zaman unutmadı. Sipariş vermek isterken garsondan aldığı ‘zencilere servis yok’ cevabının üzerine ülkesi için kazandığı madalyayı gösteren Cassius Clay, arkadaşıyla birlikte kovuldu. Olimpiyat Madalyası onun istediği restoran yemek yemesini bile sağlayamamıştı. Boynundan hiç çıkarmadığı altın madalyayı Ohio Nehri’ne fırlattığını yıllar sonra itiraf etti.

1964 yılında En Genç Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu oldu. 22 yaşında kazandığı bu unvanın yankısı sürerken Malcolm X’in de desteği ile kameraların karşısına geçti ve İslam dinini seçtiğini, adını Muhammed Ali olarak değiştirdiğini açıkladı. Bu haber ülkede büyük bir şok etkisi oluşturdu. Yıllar sonra hatıralarını yazarken bu kararından şöyle bahsedecekti: “Eğer Müslüman olmasaydım hiçbir şeye karşı gelemez, baş kaldıramazdım, ismimi değiştiremez, dünyadaki bu kadar çok insana hitap edemezdim. Eğer Müslüman olmasaydım bugün olduğum kişi olamazdım.”

Amerika’da köleler sahiplerinin ismini aldıkları için kendisine dedesinden miras kalan ve aslında Kentuckyli köle sahibi bir beyaza ait olan Cassius Marcellus Clay ismini terk eden Muhammed Ali, artık sadece kendi halkının değil, zulme maruz kalan dünya Müslümanlarının da umudu haline gelmişti.

1966 yılında ABD hükümeti tarafından acil koduyla Vietnam Savaşına çağırıldı. Bu çağrıya cevabı “Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım” oldu ve savaşa katılmayı reddetti. Kariyerinin zirvesindeyken aldığı bu karar üzerine 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırılan Muhammed Ali’nin unvanı elinden alındı, pasaportuna el konuldu ve en önemlisi 3 yıl boyunca boks yapması yasaklandı. Bir süre Champ Burgers adında bir restoran açıp geçinmeye çalışsa da iflas etti ve arkadaşlarının yardımıyla ayakta kaldı.

1970 yılında temyiz davasını ve bütün haklarını geri kazandı. Ama bir rakip karşısında kaybetmediği halde elinden alınan unvanını geri almak için bütün dünyanın izlediği, kariyerinin en zorlu müsabakalarını yapması gerekti. Bu durumun da etkisiyle Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonluğunu 3 defa kazanarak tarihe geçen Muhammed Ali, amatör ligde katıldığı 167 maçın 161’ini kazanarak bir rekora imza atmış, profesyonel kariyerinde ise çıktığı 61 maçta sadece 5 kez yenilerek aşılması zor bir performansla ‘bütün zamanların en iyisi’ unvanını dünya çapında duyurmuştu.

Parkinson teşhisi koyulan ve 1978 yılında boksu bıraktığını ilan eden Muhammed Ali, “boksa asla veda edemezdim nitekim boks bana elveda dedi” demişti. Kariyerinin 5 yenilgisinden 2’sini hastalığın etkisi nedeniyle boksu resmen bıraktığı 1980’li yıllarda almış ve bu maçlar sağlığını da kötü etkilemişti.

1996 Atlanta Olimpiyatları’nda olimpiyat ateşini yakarak bu görevin verildiği ilk Müslüman sporcu olan, 1998 yılında Birleşmiş Milletler Barış Elçisi ilan edilen Muhammed Ali, 3 Haziran 2016 günü tedavi gördüğü hastanede vefat etti ve Kentucky’de toprağa verildi.

Yazar: Nuriye Çakmak Çelik