Son dakika

Rusya Ukrayna Afganistan

Barış mümkün mü?

Ukrayna-Rusya savaşının sona erdirilmesi yolunda somut hiçbir adım atılmış değil. Tam aksine, gerek taraflar gerek başta NATO olmak üzere onları çevreleyen odaklar arasında, savaşı devâm ettirmek azim ve kararlılığını vurgulayan ifâdeler havalarda uçuşuyor. İlk olarak Türkiye, son olarak da Çin’in barış girişimlerinin netice vermediğini gördük. (Arası zâten boş). Tahıl koridoru anlaşmasının bile seneye çıkabileceğine dâir endişelerim var. Eğer çok olağanüstü bir gelişme olmazsa, bu savaş Rusya ve Ukrayna’dan birisi kesin olarak pes etmeden bitmeyecek görünüyor. Sâdece öyle görünüyor. Aslında buna, “en iyi ihtimâlle” kabilinde bir eklemede bulunmam gerekirdi. Çünkü, çok daha kötü ihtimâllerden birisi de, bu savaşın Ukrayna ve Rusya arasında sınırlı kalmaması ve Avrupa’nın derinliklerine veyâ Pasifik’e doğru yayılması ihtimâlidir. Herhâlde bu da, o mâhut Üçüncü Umûmî Harp’ten başka bir şey olmayacaktır. Bu kadar büyük bir savaşın konvansiyonel seviyede tutulmasının mümkün olmayacağını ve gidişâtın nükleer bir savaşa dönüşeceğini ileri sürmek ise aşırı bir yorum olmayacaktır. O zaman şu soruyla başlayalım: Savaş bir tarafın gâlibiyeti ile neticelenirse sular durulur mu?

Eğer savaşı, arkasına Batı’nın siyasal ve diplomatik desteğini alan ve askerî kapasitesiyle donatılan Ukrayna kazanırsa; Kırım ve Dombass’ı kurtarıp, Rus ordusunu bozguna uğratırsa ne olur? Meselâ bu durumda Rusya’nın kuzu kuzu mağlûbiyeti kabûl edip, bir daha asla tâmir edilmeyeceğini bile bile küresel itibârının çiğnenmesini; en beteri de üç beş sene içinde paramparça olmayı sindirerek paşa paşa masaya oturacağını, savaş tazminatlarının meblağı konusunda müzâkerelere dâhil olacağını bekleyebilir miyiz? En üst seviyedeki Rus yetkililerinin izahatlarına bakacak olursak bu mümkün görünmüyor. Ruslar bu durumda çok büyük bir ihtimâlle nükleer silâh kapasitesini çalıştıracaktır. Putin açık açık Rusya’nın olmadığı bir dünyânın mânâsının kalmayacağını söylemesi; Medvedev, Lavrov ve Peskov gibi üst seviyedeki bürokratların nükleer tehlikeye işâret eden keskin açıklamaları tam da bunu ortaya koyuyor. Lâfı dolandırmadan ortaya koymak gerekirse, Rusya, asla bu savaşın yenilen tarafı olmayacağını, eğer durum kontrolünden çıkarsa dünyânın, insanlığın yok edilmesi pahasına nükleer savaşı başlatacağını ilân etmiş durumda. Bunu kuru bir tehdit olarak değerlendirmenin çok yanlış olduğunu düşünüyorum. NATO çevreleri zaman zaman Rusya’nın açıklamalarını blöf olarak gördüğünü söylüyor. Bunun son derecede riskli olduğunu düşündüğümü belirtmeliyim. Rusya’nın şakası olmadığını unutmamak lâzım.

Eğer Rusya kazanırsa ne olur? Rusya’nın savaşın başında ilân etmiş olduğu amaçlarının çok uzağında olduğunu, en büyük başarısının tabanda Kırım’ı elde tutmak; tavanda ise uzun zamandır hazırlandığı Bahar Harekâtı sonrasında Dinyeper’in doğusunda tam kontrol sağlamakla sınırlı kaldığını görüyoruz. Rusya için, en azından şimdilik mutlak bir zâfer ihtimâli hayli zayıf görünüyor. Eğer bu baharda, Ukrayna’nın Kırım’a yapacağı karşı harekâtı püskürtür ve Dinyeper’in doğusunu tam kontrolü altına almaya başlarsa, ABD ve NATO, Ukrayna’ya verdikleri askerî desteğin kapasitesini arttıracak, Rusya’nın canını yakacak çok daha ölümcül, tahripkâr silâhlarını sâhaya sürecektir. Hâsılı Batı, Rusya’nın kazanmaması için elinden geleni ardına koymayacak, savaşın uzaması ve Ukrayna’nın Rusya için yeni bir Afganistan olması için elinden geleni yapacağını söyleyebiliriz. Buna rağmen Rusya’nın mutlak bir zafer kazandığını ve Ukrayna’da kontrolü tam olarak ele geçirmiş olduğunu varsayalım. Bu durumda muhtemelen Batı bir miktar geri çekilecek, muhtemelen başka cephelerde Rusya’yı yeniden savaşa sokacak senaryoları devreye alacaktır.. Eğer arada bir boşluk olursa, başına geleceklerin zâten farkında olan Rusya, kendi hinterlandında, bilhassa nüfûzunun zayıfladığını düşündüğü yerlerde bir tahkimâta girişecektir. Bunun da kibar yollarla olmayacağı beklenmelidir. Kafkasya ve Türkistan coğrafyası hemen akla geliyor. Hoş, bu alternatif çatışma alanlarının, daha Rusya-Ukrayna savaşı devâm ederken devreye sokulabileceğini de beklemek lâzımdır. Bendeniz, hâl-i hazırda savaş durumunun sona ermediği, sâdece ateşkesin yürürlükte olduğu Rusya-Japonya geriliminin tırmandırılabileceğini ve yeniden sıcak bir çatışmaya dönüşebileceğinden

endişe edenlerdenim.

Hâsılı bu savaşın biteceğini hiç zannetmiyorum. Bu savaş bitsin diye çıkarılmış bir savaş değil. Tam aksine, büyümesi ve yayılması için çıkarılmış bir savaş.. Çok acı ama öyle görünüyor.. Batı cephesinde her şey sâkin (All quite on the West front) diyecek hâlimiz yok..

Yazar: Süleyman Seyfi Öğün

Konuya göre haberler