Son dakika

ABD Rusya NATO Suudi Arabistan OPEC

‘Türkiye Yüzyılı’na giriş…

“Türkiye’nin Yüzyılı” değil.. ‘Türkiye Yüzyılı’…

Fark var…

İkincisi, bugüne kadar Türkleri yavaşlatan ne varsa edilgen kılar…

Buraya kadar hep onun öyküsünü yazdık ama.. İsmi konulduğu için, ‘ahval ve şeraiti’ anlamak için başlangıcın girişi bu yazı olsun…

***

Küresel petrol üreticilerinin evi OPEC+’ın ABD’yi burnundan solutan üretimi kısma kararından sonra, Washington’un Riyad’ı cezalandıracağına ilişkin açıklamalarla medya kehanetleri ardı sıra gidiyor…

S. Arabistan-Washington hattının asla kopmayacak bir korku tüneli olduğundan bahisle anlaşmazlığı tiyatro olarak görenler de var. Yine de bu sıra dışı durum paralel gelişmelerle beraber sınıflandırıldığında garipliği görmemek imkânsız…

Örneğin; Fas: “S.Arabistan, Arap rejiminin güçlü temellerinden biridir ve aldığı kararlarda onunla kalıcı dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz”…

Bahreyn: “S. Arabistan ile tam dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyor, OPEC+ grubunun söz konusu kararını siyasileştirmeyi veya uluslararası çatışmalarda yanlılık olarak değerlendirmeyi kategorik olarak reddediyoruz”…

Mesela, Yemen; “Riyad ile dayanışma halindeyiz. OPEC+ kararının ardından yapılan karşı açıklamaları reddediyoruz”…

Umman; “Küresel pazarda, tüm üye ülkeler arasında oy birliği ile istenen istikrarı sağlamak amacıyla bu kararı destekledik”…

Ya da, Cezayir; “OPEC+ kararı ekonomik endişelere dayanan tamamıyla teknik bir yanıttır”…

Birleşik Arap Emirlikleri; “OPEC+ kararı, bazılarının göstermeye çabaladığı gibi siyasal bir karar değil, oy birliğiyle alınan teknik bir karardır. BAE, kardeş S.Arabistan’ın yanında yer almaktadır”…

Irak; “Karar, oy birliğiyle ve ekonomik göstergelere dayanılarak alındı”… (Bağdat’ın bu kadar söylemesi bile mucize!)

Kuveyt: “Karar, mevcut zorluklar ışığında petrol piyasalarının dengesini ve istikrarını korumayı hedefliyor”…

Filistin: “Egemenliğini ve haklarını koruma konusunda aldığı tüm kararlarda, Filistin, yönetimi ve halkıyla S.Arabistan’ın yanında yer alır”…

Hele hele.. Mısır; “Kahire, karşılıklı çekişmelere sebep olan kararın teknik değerlendirmelerini açıklamış olan S. Arabistan’ın tutumunun yanında yer alıyor”!..

Arap ülkelerinin OPEC+ kararlarına ve ABD tarafından açıkça hedef alınan S.Arabistan yönetimine verdiği destek, aynı zamanda Washington’a tavır da içeriyor…

***

Yine de denebilir ki, “bunlar eften-püften ülkeler, ABD ‘höt’ dedi mi hepsi oturur”. Öyle olmuyor işte ve oturmadılar. Birlikte hareket etme, top yekûn bir cephe veya düşman ilanı değil elbette ama.. Nedeni, nasılı, yürek yemekteki ısrarı anlamak gerekiyor.

Evvel paylaştığımız gibi, bu kararın ardından BAE Emiri, Rusya’ya gitti ve Putin’in montunu giydi! S.Arabistan-Rusya ilişkileri de daha az değil ve zaten Amerika söylüyor; ‘Riyad, Ukrayna savaşında Rusya’nın yanında saf tutuyor”…

Keza, Şanghay zirvesine katılımları ve daha ilerisi için pozisyon açıklamaları da önemsenmemeli mi? Bu ülkeler ve daha bir çoğu, Batı Asya dengelerinin biçim ve yön değiştirdiğini görüyorlar…

***

Onlarca ülke, ABD yönetiminin zafiyetlerine, yanlış politikalar uyguladığına, Kasım’da yapılacak Amerikan ara seçimlerinde Beyaz Saray’ın ağır yaralanacağına inanıyorlar…

Biden yönetiminin OPEC+ kararlarına bu denli köpürmesinin asıl sebebi de o; Rusya’ya karşı uyguladığı enerji planlarını bozmakla birlikte, tekrarlayalım, Amerika içine de bir mektup yazıldığını düşünüyor Beyaz Saray…

Benzer durum, Avrupa-Rusya bağı Kuzey Akım’a yönelik sabotaj girişimlerinde de görüldü. İzlerini, Kırım Köprüsü’ne saldırıda da sürebiliriz. Fail ABD ise -ki aksini söyleyene deli gözüyle bakılıyor- Avrupa siyasi elitinin bunu görmemiş olması mümkün mü? Ankara-Moskova neden yeni bir Doğu-Batı enerji hattı açmak için adım attılar?

Rusya-Avrupa bağını koparmak, Avrupa’yı enerji konusunda kendisine yapıştırmak isteyen Beyaz Saray’ı görmüyor olmaları imkânsız. Zaten Ukrayna savaşı iyiden iyiye, Avrupa’ya daha pahalı gaz/enerji ve silah satmaya dönüşmüş durumda…

Peki, Avrupa ülkeleri neden reaksiyon göster(e)miyor? Veya sadece sızlanma boyutunda? ‘Avrupa Siyasi Topluluğu’ bir adımdı. Fakat uzun vadeli ve şimdilik çelimsiz bir adım. Pısırıklığın sebebi, hazırdaki Avrupa liderliklerinin ezik olması. ABD’den korkma, birbirine güvenmeme hatta rakip olma. Ama önemlisi, buraya mim koyalım, halklarının da -bir örneği Finlandiya ve İsveç’in NATO başvurusunda görüldüğü üzere- cahillik düzeyinde konuyu anlamamalarıdır!

Yerleşik medya düzeni ne söylerse ona inanıyor ve yapıyorlar. Robot gibiler. Bugün anket yapılsa, savaş özelinde o kadar yüksek Kiev ve ABD yanlısı tablo çıkar ki…

Bu en çok bize ders olmalıdır. On yıllardır AB hedefini göstere göstere pusula mıknatıslayan aklın ardında da ‘robot olalım’ aklı var. Akıl dediğimiz ‘yapay’ olanı tabii…

***

Almanya-Fransa-İngiltere üçgenindeki rekabet iklimi üzerinden yürüyen Avrupa’nın genel ahvali, artık Londra’yı da etkisine almış bulunuyor…

Başı kesik tavuklar gibi birbirine çarparak, “kış geliyor” paniği yaşayan, -ki, bu kış sonrakilere kıyasla ‘hafif’ olacak- temel ekonomik göstergelerin daha bozulduğunu gösteren istatistikleri her gün okuduğumuz Avrupa, tehlikeli siyasi ve sosyal savruluşlar da yaşıyor…

Genelleyerek, siyasi istikrarsızlık diyebiliriz. İngiltere de yaşıyordu bunu ama 10 numaraya kadar vurmamıştı. Başbakan ve Kraliçe/Kral değişiminden sonra yeni Başbakan’ın indirilmesine yönelik adımlar da -yanlış mali uygulamalar nedeniyle- ortaya çıktı.

Ukrayna Savaşı’nın baş operatörü de artık savruluyor…

Yazar: Nedret Ersanel

Konuya göre haberler