Dünyanın en zengin iş insanı Elon Musk’ın seçim öncesinde Trump’a verdiği destek kendisine siyasette son derece ayrıcalıklı bir statü kazandırdı. Trump kampanyası için harcadığı 250 milyon dolar civarındaki bağışın karşılığını fazlasıyla alan Musk’ın Twitter hesabı Trumpçı siyasi platformun en büyük megafonu haline geldi. Hem seçim kampanyasına maddi destek hem de söylemlerin sosyal medya üzerinden yayılması açısından Trump’ın seçim zaferinde kritik rol oynayan Musk, seçilmiş başkanla çok yakın bir ilişki geliştirdi. Geçtiğimiz günlerde federal hükümetin kapanmasını engellemek için hazırlanan ve bata Cumhuriyetçilerin de desteklediği harcama paketine karşı sert bir kampanya yürüten Musk’ın başarısı, Trump’la ilişkisinin boyutlarını gösterdi. Trump-Musk iş birliği önümüzdeki dönemde federal devletin küçültülmesinden Ukrayna savaşına kadar birçok meselede etkili olacaktır ancak aralarındaki muhtemel karakter çatışması ilişkinin uzun vadede kalıcı olmasını engelleyebilir.
HÜKÜMET VERİMLİLİĞİ BAKANLIĞI (DOGE)
Trump ilk başkanlığı döneminden çok farklı bir kabine profili hazırladı. İlk döneminde Washington tecrübesi yüksek ve sistemi bilen Cumhuriyetçi isimleri atayan Trump, bu isimlerin kendi istediklerine direnişiyle karşılaşmıştı. Bu sefer yetkinlikleri şüpheli de olsa Trump’ın dediklerini yapacak ve kendine sadık isimler seçmeyi tercih etti. Şimdiye kadar bakanlığa atamak için aday gösterdiği adaylara bakıldığında, hem seçim döneminde kendine kayıtsız destek olan isimleri ödüllendirmek hem de Amerikan tarihinin en zengin kabinesini kurmak istediği görülüyor. Elon Musk da kendisine en yoğun desteği veren zenginler listesinin başında olması itibariyle Trump’ın yeni döneminde etkin rol oynayacak.
Seçim sonrasında Trump yönetiminde bakan olarak görev alacağı söylentileri çıkan Musk’ın, ‘Hükümet Verimliliği Bakanlığı’ adıyla kurulacak danışmanlık konseyi tarzındaki kurumun başında yer almayı tercih etmesi dikkat çekiyor. Musk bakan olup bürokrasiyle uğraşmaktansa, israf ve verimsizlikle mücadele ederek federal devleti dönüştürmeyi hedefliyor. Musk federal devlete dışardan atanmış bir danışmanlık firması şeklinde hareket ederek özel şirketlerde sıkça rastlanan masraf azaltma ve ‘gereksiz’ programları sona erdirme taktiklerine başvuracak. Federal bürokrasi birçok harcama kalemini korumak için Kongre üyelerini yanına alarak Musk’a direnmeye çalışacaktır. Musk’ın Twitter’da uyguladığı kadro daraltma ve gereksiz harcamaları azaltma yöntemlerini federal hükümette de uygulayabilmesi Trump’ın desteğinin devamına bağlı olacaktır.
DEMOKRATLAR TRUMP’IN EGOSUNA OYNUYOR
Musk’ın artan siyasi etkisini bir yandan Trump’ın etrafındaki milyarder arkadaşlarının oluşturduğu ‘zenginler oligarşisi’ üzerinden tartışan ilerici kanat, bir yandan da seçilmiş başkanın egosuna oynuyor. Musk’ın ‘gerçek başkan’ olarak hareket ettiğini söyleyen Demokratların bu taktiğinin kısmen başarılı olduğu söylenebilir. Seçimin hemen sonrasında Musk’ın bir türlü Mar-a-Lago’dan çıkmadığını şaka yollu ifade eden Trump, federal hükümetin açık kalmasını sağlayacak torba yasayı patlatan Musk’ın başkan olmasının mümkün olmadığını hatırlatma ihtiyacı duydu. Gene şaka yollu da olsa başkanlığının tehlikede olmadığını zira Musk’ın Güney Afrika’da doğduğu için başkan olamayacağını hatırlatan Trump’ın ‘gerçek başkan’ tartışmalarından rahatsız olduğu açıktı.
İlk başkanlık döneminde Demokratların ve ana akım medyanın sürekli işlediği seçimlerde Rusların etkisi meselesi Trump’ı çok rahatsız etmişti. Seçim zaferinin ve başkanlığının meşruiyetinin sorgulanmasına karşı çok hassas hale gelen Trump’ın, Musk’ın ‘kuklası’ şeklinde görülmekten rahatsız olacağını tahmin etmek zor değil. İlk döneminde anlaşamadığı birçok ismi ya kovan ya da yanından uzaklaştıran Trump’ın ikinci döneminde atadığı isimlerin ne kadar kalıcı olacağı da merak konusu. Kendine sadık isimleri ataması bu sefer kabinesinin daha kalıcı olmasını sağlayabilir ancak yetkinlik konusundaki soru işaretleri öne çıkacaktır. Musk ile Trump arasındaki muhtemel bir ego çatışması ilişkinin soğumasına neden olabilir ancak Musk’ın ara seçimlerde Cumhuriyetçi adaylara vereceği maddi destek ve sosyal medya gücü kalıcı olmasına yardım edebilir.
İkinci Trump döneminin birçok açıdan ilkinden farklı olacağı kesin. Beyaz Saray’la birlikte Kongre’nin her iki kanadının da Cumhuriyetçilerde olması 2026 ara seçimlerine kadar istediklerini yapabilmesi için Trump’a fırsat sunuyor. Bu dönemde devletin küçültülmesinden vergilerin azaltılmasına, Ukrayna’ya yardımın kaderinden Çin’le mücadeleye kadar birçok konuda Trump’ın eli güçlü. Musk da hem maddi gücü hem de kamuoyu önündeki profiliyle Trumpçı politikaların hayata geçirilmesi için önemli bir figür haline gelebilir. Musk’ın Tesla ve Space X gibi firmalarını federal tasarruflardan muaf tutacak adımlar atması durumunda çıkar çatışması tartışmalarıyla gündeme gelebilir ancak Trump’ın bunu umursamayacağı açık. Şimdiye kadar her iki figür için de son derece verimli giden Trump-Musk ilişkisinin kalıcı olmasının önündeki en büyük engel muhtemel bir ego çatışması olacaktır.
Yazar: Kadir Üstün