Son dakika

ABD Suriye İsrail Politika

ABD’den karışık sinyaller geliyor: Yine mi Çekiç Güç?

Geçtiğimiz yıl mart ayında, Irak’ın kuzeyinde düşen terör helikopterini hatırlarsınız. Bu olay ABD’nin Suriye’nin kuzeyi ile Irak’ın kuzeyindeki terör yapılarını birleştirme arayışını deşifre etmişti. Teröristler iki bölge arasında taşınıyordu. Kuzey Irak Süleymaniye’deki KYB Başkanı Talabani bu süreçte kritik rol oynuyordu. Bu yüzden Türkiye’nin yaptırımlarıyla tanıştı. MİT de Süleymaniye’de nokta operasyonlarını sıklaştırdı.

ABD’nin bu genişletilmiş teröristan projesinin perde arkasında ne vardı? Ankara-Şam diyaloğunun başlama emaresi göstermesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ekim 2022’de “Esad’la sil baştan yapabiliriz” demesi Suriye’de ABD lehine kurulu statükoyu bozacaktı. Amerikalılar “Suriye’de bize ihtiyaç kalmayacak” diye düşündü. Düğmeye bu yüzden bastı (Detaylar için; Genişletilmiş Teröristan Projesi Böyle Çöktü, Nisan 2024).

Ankara’nın bu projeye tepki verdiğini, Suriye’nin kuzeyinde terör altyapısını ve elebaşılarını doğrudan hedef almaya başladığını, Bağdat’la masaya oturduğunu, Irak-Suriye sınırından geçişleri engelleyecek anlaşmalar imzalandığını, Irak’ın PKK’yı yasaklı örgüt ilan ettiğini, TSK’nın da Kuzey Irak’ta geniş kapsamlı operasyonlar başlattığını biliyoruz.

CENTCOM-İSRAİL YAKLAŞIMI

Bu gelişmelerden sonra yeni bir durum oluştu. ABD’nin Suriye’den çekilme arayışında olduğu tartışmaları bu döneme rastlar. Türk Dışişleri ve istihbaratı bu konuyu Amerikalı muhataplarıyla konuşuyor. Ama Suriye ve Irak’taki teröristan dosyasını yürüten CENTCOM (daha önce Trump’ı oyaladığı gibi) çekilmeye direniyor. ABD’nin bölgeden çekilmesini İsrail de istemiyor.

İşte şimdi yeniden, yeni bir durumla karşı karşıyayız. Şam-Ankara diyalog süreci -Şam’ın kafası karışık olsa da- yeniden hareketlendi. İsrail de 7 Ekim saldırısını fırsata çevirerek bölgeyi çatışmaya, ABD’yi de bölgede kalmaya zorluyor. Suriye’den çıkacağı söylenen ABD, Ortadoğu’daki askeri varlığını artırdı. CENTCOM ipleri yeniden ele almaya başladı. O halde ABD ne yapacak? Karışık sinyaller geliyor. Sıralayalım..

ABD, Suriye’nin kuzeyindeki üslerine hava savunma sistemleri yerleştirdi. Bu, İran’ın İsrail’e olası saldırısını engellemek için bir hamleydi. Ancak terör örgütü PKK da bu durumdan istifade ediyor. Suriye’nin kuzeyinde Arap aşiretler ile PKK’lı teröristler arasında çatışma çıktı, ABD çatışmaya terör örgütü lehine doğrudan müdahil oldu. ABD askeri, terör elebaşlarını üslerinde ağırladı. Bu bir.

AMERİKAN ASKERİ KUZEY IRAK’A MI KONUŞLANACAK?

DEAŞ’a karşı Uluslararası Koalisyonun Irak ve Suriye Komutanı Albay Kevin Leahy Erbil’i ziyaret etti. Neçirvan Barzani ile görüştü. Erbil-Süleymaniye arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesini istedi. Barzani de “Kürdistan Bölgesi Peşmerge güçlerini birleştirmeye ve reformları gerçekleştirmeye kararlıdır” dedi. Meselenin bir tarafında Talabani olunca insanın midesi bulanıyor. Türk SİHA’sı Aksungur’un Kerkük’te düşürülmesi de bu tarihe rastlar. Gelişmeleri yakından izleyen bir kaynağımın yorumu şu: “Sadece ABD değil, İngiltere, Almanya gibi ülkeler de Kuzey Irak’a biraz fazla ilgi gösteriyor. ABD’nin son ziyareti Irak’tan çıkacak askerleri Kuzey Irak’a yerleştirme arayışıyla ilgili.” Yani? Irak’ın talebi üzerine ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesi konusunda anlaşıldı. Anlaşma detayları yakında açıklanacak. 2026 son çıkış tarihi olarak görülüyor. Amerikalılar, bu askerleri Kuzey’e konuşlandırabilir miyiz diye bakıyor. Bu hem PKK’ya hem de Talabani’ye koruma şemsiyesi anlamına gelir. Bir nevi yeni bir çekiç güç. Bu iki.

ABD, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile savunma işbirliği anlaşması imzaladı. Türk Dışişleri Bakanlığı bu gelişmeyi sert bir dille kınadı. Amerikalılar “Kıbrıs’ı tehdit eden Hizbullah’a karşı alınmış bir tedbir” diyecektir. Ancak Ada’da ABD etkisinin Rum kesimi lehine artması Türkiye’nin aleyhinedir. Bu da üç.

YAPTIRIMLAR KALKIYOR, MESAJLAR SICAK

Peki, bunların neresinden tutacağız: Bir. ABD, terör örgütünün sözde yerel seçimlerinin arkasında durmadı. İki. Türkiye’nin BRICS yolculuğuna beklenen tepkiyi göstermedi. Üç. 2019’da Türkiye’ye karşı alınan yaptırım kararlarını kaldıran ülkeler (Finlandiya, İsveç, Hollanda, Kanada) arasına önceki gün Norveç de katıldı (ABD’den izin almadan bunu yapamazlar). Dört. Önceki hafta Bakan Fidan, AB Dışişleri Bakanları toplantısına davet edildi. Beş. Türkiye, Avrupa Gökyüzü Kalkanı Girişimi, hava savunma projesine dahil edildi. Altı. Bir kaynağım diyor ki; “İzmir’e yanaşan Amerikan savaş gemisinin (Çuval olayından hatırlarsınız) normal şartlar altında gelmesine gerek yoktu. Gemi Yunanistan’daydı. Hiçbir görev icra etmeden geldi, gitti.” Ankara bu ve benzeri gelişmeleri “İlişkileri düzeltmeye dönük askeri hamleler” olarak yorumluyor. Yedi. ABD, Arap devletlerin İran’ı dengelemesini, Suriye’nin Körfez’e yaklaşmasını, Türkiye’nin de bu sürece engel olmamasını istiyor. Bakan Fidan’a Arap Ligi davetini bir de bu gözle incelemeli.

Özet: Yeni bir statüko oluşuyor. ABD’den ne yapacağına ilişkin karışık sinyaller geliyor. Bu tablonun bize ne anlattığını ise daha sonra yazacağım.

SURİYELİ BAKAN O TOPLANTIYI NEDEN TERK ETTİ?

Salı günü bu köşede okudunuz: Hakan Fidan’ın Arap Ligi toplantısına davet edildiğini, Suriye’nin buna itiraz etmediğini, Suriyeli bakanın da orada olacağını, ancak bir görüşme planlanmadığını yazmıştım. Fidan’ın toplantıda konuşması başlarken Suriye Dışişleri Bakanı ve beraberindeki bir kaç isim salonun dışına çıktı. Bu ne anlama geliyor? Önce kaynaklarımın yorumunu aktarayım:

Bir. Arap Ligi’nde kararlar konsensüsle alınır. Şam, Ankara’nın toplantıya katılımına itiraz etmedi. İki. Bakan ve beraberindeki bazı kişiler salondan çıktı ancak heyetin geri kalanı masadaydı. Suriye konuşma sırasında temsil edildi. Üç. Suriye Dışişleri bakanının orada ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor. Biz toplantıya Suriye için değil Arap Birliği için gittik. Ve orada Arap dostlarımızdan duyduklarımız bizi çok memnun etti.

Benim de yorumum şudur: Şam yönetimi Türkiye konusunda zigzaglı politika izliyor. Çünkü orasından burasından çekiştireni çoktur. Anlaşılan dış politikada bağımsız olmadan Ankara ile sağlıklı diyalog kuramayacaklar.

Yazar: Yahya Bostan

Konuya göre haberler