Son dakika

Türkiye GZT TV

Dijitalden ekrana doğan: GZT TV

“Dijitalde doğduk, ekranda büyüyoruz” mottosuyla yayına başlayalı GZT TV’nin üçüncü günündeyiz.

Diğer bir söyleyişle, GZT dijital platformundan televizyon kanalına geçişin yeni bir başlangıcındaki başlayışın üçüncü günündeyiz.

Başlangıcın, “…Niyetli anlam üretiminin ilk adımı” ve “…Zaten başlamış bir proje” olduğunu söyleyen Edward Said, inceleme için “uygun bir kalkış noktası, farklı bir topos” gerektirdiğini söylemekle haklıdır zira “retorik klişeleri” anlamında farklı bir toposla yabancısı olduğumuz bir menzile doğru koşmak zorunda bırakıldığımız malumdur.

Şimdi bu sözlerin açılımını, tekrar açılması kolay olan bir parantez içine alarak, GZT TV ile ilgili bu bilgilendirmenden aslı ilk maksadımın –yazımın girişinde ima ettiğim gibi– yeni bir başlangıca tarih düşmekten ibaret olduğunu söylemeliyim.

Çünkü televizyon kanalları, dijital içerik platformları, dergileri ve yayıneviyle son yıllarda bir çınar gibi dal dal serpilen Albayrak Medya’nın temelinde Yeni Şafak gazetesi var ve bu gazetenin kuruluş-gelişme yıllarında yepyeni bir nefes, ses, düşünce-medya toposu olma yolundaki gayreti, kültürel ve siyasal hayata tabi olarak yaşadığı inişlerin çıkışların toplamı GZT TV’nin emsallerinden farkını anlamak için hem belirgin bir izin hem de ikinci bir başlangıcın resmini veriyor.

Şimdi Albayrak Medya içinde 30. kuruluş yılını idrak eden Yeni Şafak, geçmişte mazlumların haklarına, düşünce–ifade özgürlüğüne… sahip çıkmasının yanı sıra –kendi kulvarında– amiral gemisi olma işlevini nasıl yüklendiyse, belli ki onun tecrübelerinden doğan GZT TV de dijitalde yüklendiği aynı işlevi artık televizyon mecrasında sürdürecek.

Vardığım bu sonucu, GZT TV’nin geçtiğimiz cumartesi günü yapılan tanıtım gecesinde GZT Genel Yayın Yönetmeni Doğukan Gezer ile GZT TV Yayın Koordinatörü Betül Solmaz’ın şu sözlerinden çıkardım:

Doğukan Gezer, “açıklayıcı gazetecilik; olayları ele alışta fark; kaliteli içerik ve pazarlama; takipçilerini önemsediğini hissettirme motivasyonu” vb. terimleri merkeze alarak “Açık veri gazeteciliği yaptığımız için içerikleri olduğu gibi işlenmeden paylaşmıyoruz. Arkadaşımıza anlatır gibi, o dil, o üslupla anlatıyoruz. Bunu artık yeni bir sürece taşıyacağız. Dijitalden geleneksele dönüş dünyada hiç yapılmayan bir şey. Bunu doğru şekilde yaparak iyi bir yere getirmeyi umuyoruz” derken, Betül Solmaz da “GZT TV, haber, kültür-sanat, belgesel, spor ve eğlence programları gibi farklı kategorilerde hazırlanan dinamik içeriklerle izleyicilere hitap edecek. Kanal, güçlü bir ekip ve gelişmiş teknolojik altyapısıyla sektörde fark oluşturmayı amaçlıyor. GZT TV, Türkiye’nin medya sektöründe yeni bir soluk olma hedefiyle izleyicilerini bekliyor” demişti.

Bunları dinlediğimiz salonda yanımda oturan ve ilk konuşmalara ilgisiz gibi görünen torunum Kerem’in, Youtuber Murat Soner’in sahneye çıkmasıyla birlikte “ahhaa” diyerek irkilişini unutacağımı da hiç sanmıyorum. Bu da gençlerin ilgilerinin başlangıcından beri neden GZT’te yöneldiğine ve GZT TV’ye neden yöneleceğine dair –benim için– geçerli bir delil oluşturdu.

GZT TV’nin dijitalden ekrana doğru büyümesinde emeği geçenler olarak Abdullah Hanönü, Ömer Karaca ile Kader Gezgin’in adları ve yoğun gayretleri vurgulu şekilde zikredildi. Ben bu kardeşlerimi yaşları nedeniyle gençliklerinden önce gençlerin yönelimleri konusundaki hassasiyetlerinden tanıyorum. İsrail'e destek veren markalardan reklam alınmayacağına dair verdikleri söz bu hassasiyete dahildir.

Ezcümle, GZT TV’nin yayına başlamasıyla ilgili tarih düşme maksadım esasında dile getirmem gereken bir gerçek de şudur ki:

Yaş ortalaması 23 olan GZT TV planlama-tasarım-yapım-yayım ve yönetim ekibi televizyon aygıtının sekülerliğini / dünyeviliğini çok iyi kavramışlar.

“Bana televizyonda bir on beş dakika konuşma izni verseler var yaaa” diyen hocalar devrinin ve zamanla bunların müstakil kanalların sahibi olarak “var yaaa”nın içini hiçbir zaman dolduramayışlarının tanığı olarak söylemeliyim ki, GZT TV ne vaizlerin ne de en geniş anlamıyla din, edebiyat, sanat, siyaset vb. vaazların televizyonu olmayacak. Bunun yerine millicilik çığırtkanlığı yapmaksızın milli bir ruhu kuşanmış olan gençleri kendi içinde çekerek o asil ruhu bizzat onlarla birlikte geleceğe taşıyacak.

“İnancımızla asla bütünleşmeyecek olan sekülerliği, seküler araçlarla yeniden ve dosdoğru inşa etme” şeklinde özetleyebileceğim mezkur duruş ve tutumun gençlerimizin kaderine dahil bulunduğunu; GZT TV’yle asıl bu yönde sınanacaklarını –başıma iş açacak gibi olsa da– son bir görüş olarak iletmek sorundayım.

GZT TV gençlerimize ve geleceğimiz için hayırlı olsun.

Yazar: Ömer Lekesiz

Konuya göre haberler