Türkiye’nin çağdaş sanat alanındaki en uzun süredir devam eden Contemporary Istanbul 23-27 Eylül tarihleri arasında Tersane İstanbul’da yapıldı. Fuar her yıl olduğu gibi bu yıl da birçok tartışmanın odağındaydı.
Öncelikle fuarlar ve sanat eserleri arasında bir sanat eleştir-meninden duyduğum tanımı aktarmak isterim. Sanat fuarları, sanat eserlerini görmek için en uygunsuz etkinliklerdir, ama bir ekran üzerinden (bilgisayar, tablet, telefon) görmekten çok daha iyidir.
Fuarla ilgili ilk eleştiri düzenlendiği mekanla alakalıydı. İlk etapta Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılacağı duyurulan fuar Tersane İstanbul’da düzenlendi. Tersane İstanbul, bir dönem bienal mekanı olarak duyurulmuş lakin gelen eleştirel üzerine bu mekandan vazgeçilmişti. Contemporary İstanbul’un Tersane İstanbul’da düzenlenecek olmasına dair çok fazla eleştiri okumadım. İşin içinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi de olduğu için mi acaba sesi çıkmadı itirazcıların emin olamıyorum.
Bir diğer itiraz noktası ise fuarın giriş ücretlerineydi. Tam giriş ücreti 1250 TL, öğrenci ise 850TL idi. Sanata erişim önünde önemli bir engel ortak gösterildi bu rakamlar. Bu eleştiride bulunanların ıskaladıkları önemli bir husus var bence. Sanat fuarının birincil amacı sanat eserlerini teşhir etmek, göstermek değil, gösterilen bu eserlerin insanlar tarafından satın alınması. Fuar organizatörlerinin yaklaşımı da şu şekilde olabilir: Eğer fuara gelen bir kişi eser satın alabilmek kapasitesinde değilse vereceği giriş ücreti organizasyona ciddi katkı sağlamalı. Contemporary Istanbul ekibi bildiğim kadarıyla ne toplam satış rakamını ne de toplam ziyaretçi sayısını açıklıyor.
Bir diğer tartışma konusu ise fuarın kurucusu Ali Güreli’nin verdiği bir röportajda m2 başına galerilerden 250 usd ücret aldıklarını söylerken bazı galerilerin bundan daha fazla ödediklerini belirtmesi üzerinden oldu. Bir de bazı isimler yapılan bunca hasılata rağmen fuarı düzenleyen şirketin çok az vergi ödediğini de yazma ihtiyacı hissettiler.
Bazı sanatçılar ve galeri de yakın zaman önce düzenlenen Artweeks İstanbul’a katıldıkları ve piyasanın çok durgun olduğunu söyleyerek ve alıcıların zaten benzer olduğunu söyleyerek Contemporary Istanbul’a katılmadılar.
Gelelim işin özüne. Uzun zamandır sanat fuarlarına gitmiyorum. Bunun nedeni yazının başında alıntıladığım cümlede geçerli. Sanat fuarları, sanat eserleri görmek için uygun bir yer değil. Bunun yerine müzelerdeki, ticari veya ticari olmayan galerilerdeki, sanat merkezlerindeki sergileri ziyaret etmeyi tercih ediyorum. Sizlere de tavsiyem bu olur. Eğer sanat eseri almayı planlamıyorsanız veya sanat profesyoneli değilseniz sanat fuarına gitmeniz şart değil. Galerilerin, müzelerin, sanat kurumlarının çoğunun kendine has bir çizgisi vardır. Kendi sanat anlayışınıza uygun sanat kurumlarının sergilerini takip ettiğinizde zaten sanatla bağınızı yeterince kurmuş olursunuz. Hem de bunu yılın sadece bir kaç gününe sıkıştırmadan yapma şansına sahip olursunuz.
Yazar: Samed Karagöz