Kandil’in 29 Mayıs planı deşifre oldu

Kandil’in 29 Mayıs planı deşifre oldu

Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu, SDG elebaşı Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin’in Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde ne aradığı önemli bir soru işaretiydi. Nisan ayı sonunda, bu köşede, “ABD koruması altında Duran Kalkan’la görüştü, seçimlerin ardından Türkiye’ye yapılacak saldırılar planlandı” tespitini aktarmıştım. Seçimlere bir hafta kala terörle mücadele sahasında yaşanan ve dikkatlerden kaçan bir hareketlilik bu bilgiyi teyit etti.

Konu önemli. Kaldığımız yerden devam edelim.

Terör örgütü PKK’nın Türkiye’nin bazı ilçelerinde başlattığı saldırıları ve buna karşı yürütülen hendek operasyonlarını hatırlıyorsunuz. O yaşananlar terörle mücadelede bir milattı ve Ankara benzeri hadiselerin önüne geçmek için terörle mücadele konseptinde değişikliğe gitti.

Önce kapsamlı operasyonlarla yurt içindeki terör varlığı minimize edildi. (Geçtiğimiz hafta Şırnak’ta verilen beş şehit, varlığı azalsa da terör tehdidinin yurt içinde sürdüğünü gösteriyor.)

Ardından terörü kaynağında yok etme stratejisiyle yurt dışı operasyonlara başlanarak Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyinde saha kontrolü sağlandı, Türk sınırına terör tehdidinin önüne geçildi.

Konseptte bir değişiklik de hedeflerle ilgili yapıldı. Türkiye’nin SİHA ve İHA teknolojisini geliştirmesi üzerine lider kadro doğrudan hedef alınmaya başladı. Bu kapsamda arananlar listesi oluşturulduğunu, elebaşlar için kategorik renklendirme yapıldığını ve başlarına ödül konduğunu biliyorsunuz.

Gelinen noktada örgütün sözde yürütme konseyi üyeleri Sofi Nureddin, İsmail Özden, Nazife Bilen, Hatice Hezer, örgütün kurucularından Ali Haydar Kaytan gibi üst düzey isimler etkisiz hale getirildi. Hedef alınan son isim Suriye’deki elebaşı Ferhat Abdi Şahin oldu. ABD koruması altındaki Şahin saldırıdan kıl payı kurtuldu. O operasyondan bu yana ortalıkta görünmüyor.

Bu operasyonların örgüt üzerindeki etkisi irdelenmesi gereken bir konu. Örgüt nokta operasyonların ardından yeni bir yapılanmaya gitti. SİHA’lardan korunmak için toplu bir şekilde hareket etmekten vazgeçildi. Sözde özel eylem, özel istihbarat, özel güç birliği adı altında Murat Karayılan ve Cemil Bayık’a doğrudan bağlı, mobilize küçük birimler oluşturuldu. Sahada 3-6 kişilik küçük gruplar halinde dolaşarak gizlenmeye çalışıldı. Görünüm ve varlıkları, böylece kapasiteleri azaldı.

Lider kadronun hedef alınması örgüt yönetimindeki tecrübe birikimine de darbe vurdu. Etkisiz hâle getirilenlerin yerini tecrübesiz isimler aldı. Bu teröristler daha kolay tespit edildi, peyderpey öldürüldü. Elebaşı Duran Kalkan’ın “PKK yönetimini vurmak için seferber olmuşlar, her gün onlarca kaybımız var” sözleri bu gelişmeye gösterilen bir tepkidir.

Terör örgütü bu gidişatı durdurmak için seçimleri bir fırsat olarak görüyor. (Bakınız, terör elebaşlarından Ülkem Güneş’in açıklamaları.) Örgütün lider kadrosu, “AK Parti-MHP iktidarını yıkmayı” bir hedef olarak açıklıyor. (Bakınız, terörist Duran Kalkan’ın açıklamaları.) HDP de bu kapsamda aday çıkarmadı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekledi. Hikayenin geri kalanını biliyorsunuz. Ben bilinmeyen tarafa ışık tutmaya çalışacağım.

Terör örgütünün bu süreçte yaptığı bir şey daha vardı. Seçimler öncesinde eylemsizlik kararı alındı. Terör eylemlerinin milliyetçi seçmeni kızdıracağını ve güvenlik endişesinin oy tercihini şekillendireceğini biliyorlardı. Hesapları Türkiye’de iktidar değişimini sağlamak, ardından moral bozukluğu yaşayan örgütü motive etmek, sahadaki kayıplarını gidermek için yeniden saldırılara başlamaktı.

Diğer bir deyişle, zaman ayarı seçim sonrası için yapıldı. Ve saldırılar için eylemlerin plan ve faaliyetlerinden sorumlu sözde özel güç birimine talimat verildi. Saldırı konuşlanması talimatı üzerine gizlenen elebaşlar ortaya çıktı. Sahada bu yüzden hareketlilik yaşandı. Ve bu hareketlilik güvenlik güçlerinin dikkatinden kaçmadı.

Bu süreçte altı ayda düzenlenecek operasyonlar zinciri bir haftaya sığdı.

Bir hafta içinde…

Örgütün sözde eğitim sorumlusu Ahmet Gümüş (4 Mayıs), sözde özel güç lojistik sorumlusu Neçirvan Seven (5 Mayıs), sözde özel güç cephe sorumlusu Eyvaz Beyaz (7 Mayıs), sözde özel güç havacılık birimi sorumlularından Tekin Okan (9 Mayıs), sözde özel güç kurye sorumlusu Müslüm Ürper ile üst düzey elebaşlardan Haydar Demirel, Kuzey Irak ve Suriye’de etkisiz hale getirildi.

Bu operasyonlarla sözde özel güç biriminin beli kırıldı. Peki, örgüt amacından vazgeçti mi?

Tilkinin kırk planı var, hepsi tavuk üstüne.

Yazar: Yahya Bostan