Finansal inovasyon bu dünyada zenginlik kaynaklarından birisidir. Rothschild’in hikâyesi mesela finansal inovasyon üzerine kurulmuştur. Bir uluslararası para transfer yöntemini sistemleştirmiş ve kurumsallaştır-mışlardır.
Geriye giderseniz Tapınak Şövalyelerinin de finansal inovasyonla zenginleştiğini görürsünüz. Toplumun varlıklarını emanete almış ve hac güzergâhında para transferi kolaylığı sağlamışlardır.
Orta Çağdan çıkarken İtalyan şehirlerinin zenginliğinde de finansal inovasyon rol oynamıştır. Mediciler mesela tefeciliği savaşın finansmanında kullanmayı icat etmiştir.
İngilizler temel finansal iş modellerini ortaya koymuştur.
ABD’yi ABD yapan para, para transferleri ve sermaye piyasaları üzerine geliştirdiği finansal inovasyonlardır. Tarihte örneği bulunsa da kâğıt paranın bugünkü formunu, altına endeksli kâğıt parayı, sınırsız basılan parayı, finansal türevleri, türevlerin türevlerini, ödeme sistemlerini ve daha pek çoğunu ABD icat etmiştir.
Malezya’nın çıkışında da finansal inovasyon etkilidir. İslami finans etrafında ihdas ettikleri fon ve yapılarla ekonominin ihtiyaç duyduğu kaynağın temerküzünü sağlamışlardır.
Muhammed Yunus finansal dezavantajlı gruplar yararına önerdiği mikro finans inovasyonuyla Nobel almıştır.
İşte finansal inovasyon bu denli önemlidir.
Bugün dünya yeni bir finansal inovasyonun eşiğinde. Kripto paralar ve beraberinde tanıtılan teknolojiler finansal inovasyonun yeni rotasını oluşturacak. Trump öyle istiyor.
Amerikan seçimlerinden bu yana kripto paralar fevkalade bir hızda değer kazanmaya başladı. Çünkü Trump ABD’yi kripto paraların merkezi yapmayı vadetmişti.
Trump, ABD’yi zengin tutmak için bu inovasyonu sürüklemek istiyor. Hatta sadece inovasyonu kendi coğrafyasına çekmeyi değil, inovasyonun ne olacağını ve yönünü de tayin ediyor. Amerikan seçimlerinin kripto paralar üzerindeki pozitif etkisinin nedeni de bu. Kripto para işlemi yapanların oy tercihinde Trump’ın öne çıkmasının nedeni de bu.
Türkiye ne yapıyor, yahut ne yapacak? Türkiye birkaç şey yapıyor.
Türkiye’nin bir finansal inovasyon olarak finans merkezi oluşturma projesi var olduğunu biliyoruz. Hong Kong, Singapur, Dubai bu yolla zenginleşti. Bu yöntem fena bir yöntem değil. Ancak merkezde akümüle olan kaynakların çoğunun dışarıya geri aktarımı esasıyla çalışır.
Türkiye’ye içeride kaynak lazım. Gene de İstanbul Finans Merkezi iyi bir vizyonla Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu kaldırıcı sunabilecek potansiyeli haizdir. Doğru jeofinansal denklemde ele alınsa yeter.
İçeride kaynak oluşturmak içinse önemli finansal inovasyonlar geliştirdi aslında Türkiye. Gelir Endeksli Senet ve Gelir Ortaklığı Senetleri yeterince üzerinde durulmayan iyi inovasyonlardı. Daha iyi yararlanılabilirdi. Üstelik bu inovasyonlar bugün İslami sermaye piyasalarının temel taşı olan kira sertifikalarının atası olarak kabul edilirken yerini kamu özel işbirliği projelerine bıraktı.
Türkiye’nin başkaca inovasyonları da var. Mesela tasarruf finans…
Evim şirketi olarak bilinen, düzenleyici otoritenin tasarruf finans olarak adlandırdığı finansal çözümleme sanırım Türkiye’den uzun süre sonra çıkan ilk finansal inovasyon olma özelliğini taşıyor.
Akademik olarak hakkınca ele alındığını söylemek zor. Ancak bu konuda araştırmalar yapmak üzere İbni Haldun Üniversitesi’nde bir merkez ihdas edildi. Finansal sistemin bu inovasyonu içine yeterince sindirdiğini söylemek de zor. Olsun. Yavaş da olsa finansal sistemle bütünleşmesi sağlanır.
Tasarruf finansın küresel pazarlanabilirliğiyle ilgili henüz yeterince fikir oluşmadı ama İstanbul Finans Merkezi için işlevsel bir argüman olarak kullanılabileceğini de görmek gerekir.
Tasarruf finans iş modeline daha fazla anlam yüklemek de mümkün ama yazıdaki amacım bu değil. Giderilmesi gereken sorunlar var. Değineceğim husus bu da değil.
Finansal inovasyon anlamında mevcuttaki tüm malzemelere değinmek için konuyu buraya getirdim. Buradaki örneklerin, İstanbul Finans Merkezinin, gelir endeksli senetlerin, tasarruf finansın falan kripto paralar karşısına çıkarılabilecek kadar inovatif ağırlığı olmadığı da söylenebilir. Öyledir de. Ama şu anda eldeki inovasyonlar bunlar. Ve iyi işlenirse Türkiye’nin ihtiyaçları ölçüsünde iş görürler.
Kripto paralar ve Trump üzerinden mesele ele alındığında finansal inovasyonun rolü ve hükümetlerin finansal inovasyonu nasıl ele aldığı daha iyi anlaşılıyor.
Türkiye finansal inovasyon anlamında elindeki portföyü değerlendirip yahut ileri gidip bir özgül ağırlık oluşturmak durumunda.
Eğer enerji-savunma-finans üçlü sacayağı üzerinde bir gelecek inşa edilecekse hedeflerine ulaşmadaki kriterlerden birisi finansal inovasyonda özgül ağırlık olacak gibi duruyor.
Yazar: Yusuf Dinç