"Irak İpek Yolu" olarak tanımlanan Kalkınma Yolu Projesi, Asya'yı Avrupa'ya bağlamayı hedefliyor

"Irak İpek Yolu" olarak tanımlanan Kalkınma Yolu Projesi, Asya'yı Avrupa'ya bağlamayı hedefliyor

Irak, Basra kentini demir yolu hattı ve kara yollarıyla Türkiye'ye ve oradan Avrupa'ya bağlayacak stratejik "Irak İpek Yolu" olarak tanımladığı Kalkınma Yolu Projesi ile yeni bir ticaret rotası oluşturmak istiyor.

Irak'tan Türkiye'ye uzanan kara ve demir yoluyla bu kapsamda inşa edilecek liman ve kentleri barındıran Kalkınma Yolu Projesi, petrol dışı sürdürülebilir ekonominin temeli olarak niteleniyor.

Uzun yıllar süren savaşlar ve krizlerin ardından ülke ekonomisini iyileştirmeye çalışan Irak, güneydeki Fav Limanı'ndan Türkiye sınırına kadar uzatılması planlanan ulaştırma ağıyla Basra'yı Türkiye'ye, dolayısıyla Asya'yı Avrupa'ya, Körfez'i de Türkiye'ye bağlamış olacak.

Projenin maliyeti: 17 milyar dolar

Irak hükümeti, 27 Mayıs'ta başkent Bağdat'ta Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Irak'a komşu ülkeler ve Körfez bölgesinden temsilcilerin katılımıyla "Kalkınma Yolu Konferansı" düzenledi.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, konferansta, Kalkınma Yolu'nun, istihdam, finansal kaldıraçlar, gayrisafi yurt içi hasıla ile gayrisafi milli hasılanın değerinin artmasıyla güçlü bir ekonomi tesis edilmesi yolunda realiteyi değiştirmek için üzerinde çalışılmış iddialı bir proje olduğunu söyledi.

Orta Doğu'nun en büyük limanı olması hedeflenen Büyük Fav Limanı'nı Türkiye sınırına bağlayacak demir yolu ve otoyollar için 17 milyar dolar olarak tahmin edilen büyük bir maliyetten söz ediliyor.

Liman, 1200 kilometrelik demir yolu ve otoyol yapımını içeren, Türkiye'yi Basra Körfezi'ne bağlayan "Kalkınma Yolu Projesi"nin uç noktasında bulunuyor. Irak İpek Yolu olarak tanımlanan proje, Avrupa'dan Körfez ülkelerine kadar geniş bir bölgeyi etkileyecek.

Irak'tan Türkiye'ye uzanan kara ve demir yolu koridoru, tarih, kültür ve ortak çıkarların buluşmasında umut verici bir fırsat olarak görülüyor.

Kalkınma Yolu Projesi'nin ilk ayağı: Fav Limanı

Kalkınma Yolu Projesi'nin ilk ayağı sayılan Basra kentindeki Büyük Fav Limanı'nda da inşa çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Irak'ın en önemli stratejik projelerinden biri sayılan liman, aynı zamanda Fırat ve Dicle Nehirlerinin denize dökülmeden önce birleştiği yer olan Şattülarap'ın ağzında yer alıyor.

Orta Doğu'nun en büyük konteyner limanı olarak bilinen Dubai'deki 67 rıhtımlı Cebel Ali'yi geride bırakması öngörülen Büyük Fav Limanı'nın 2025'te tamamlanması planlanıyor.

Irak'ın "yeni bir ticaret rotası" oluşturmayı amaçladığı proje kapsamında yapılacak demir yolu ve otoyollar ise güneydeki Fav Limanı'ndan kuzeydeki Irak-Türkiye sınırına kadar 1200 kilometreyi bulacak.

Projenin tamamlanma süreci, ilki 2028'de, ikincisi 2033'te ve üçüncüsü 2050'de olmak üzere üç aşamaya ayrıldı.

Muhtemel çatışma durumlarında Çin İpek Yolu'na alternatif olacak

Kalkınma Yolu'nun tamamlanmasıyla başta Irak olmak üzere Orta Doğu ülkeleri ve Asya ile Avrupa ülkelerinin birtakım hedeflerine ulaşması öngörülüyor.

Projenin, şu an tren hızının saatte 70 kilometreyi geçmediği 600 kilometrelik Bağdat-Basra hattı dahil olmak üzere ülkedeki 2 bin 893 kilometre uzunluğunda ve kullanılamaz durumdaki demir yolu ulaşım ağını da modernize etmesi bekleniyor.

Projenin ayrıca Bağdat gibi büyük şehirlerin üzerindeki baskıyı azaltmasının yanı sıra ticaret, tarım ve turizm sektörlerinin gelişmesine yardımcı olması, yeni şehirler inşa edilerek şehir ve sanayi dokusunun gelişmesine katkıda bulunması planlanıyor.

Çin İpek Yolu doğrudan Irak'tan geçmediği için muhtemel çatışma ve savaş durumlarında alternatif seçeneklerden biri Irak Kalkınma Yolu olacak.

Irak Kalkınma Yolu ayrıca Çin ile Avrupa arasındaki mesafeyi, Süveyş Kanalı'ndan geçen deniz yoluna göre kısaltarak zamandan ve maliyetten tasarruf sağlayacak.

Petrol ve gaz taşımacılığından hacı taşımacılığına

Tamamlandığında Orta Doğu'nun en büyük limanlarından biri olacak Fav Limanı ve demir yolu hattının, ucuz enerji fiyatları, işgücü ve altyapı mevcudiyeti göz önüne alındığında Çin başta olmak üzere küresel şirketleri de Irak'a çekmesi bekleniyor. Bu, ülkenin petrol dışı sürdürülebilir ekonomiye geçiş stratejisinin bir ayağı olacak.

Yüksek miktarda petrol üreten ve iyi bir doğal gaz rezervine sahip Irak, Ceyhan Limanı'ndan petrol ve gaz ihraç edebilecek bir altyapıya sahip olan Türkiye'ye ve oradan Avrupa'ya taşınması için "Kalkınma Yolu" boyunca başka petrol ve gaz boru hatları da inşa edebilir.

Doğal gaz zengini Katar da Irak ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya gaz ihraç etmek için boru hatlarıyla Kalkınma Yolu'ndan istifade edebilir. Bu da Avrupa ülkeleri için Rus doğal gazına alternatif anlamına geliyor.

Kalkınma Yolu Projesi'nin avantajları petrol ve gaz taşımacılığı ile sınırlı değil. Projenin başarıyla tamamlanması durumunda, Şam'dan Medine'ye kadar uzanan Hicaz Demir Yolu gibi ileride Avrupa'dan kutsal topraklara hacıların taşınmasına katkı sağlaması da muhtemel senaryolar arasında sayılıyor.

Projeyi aksatabilecek engeller

Tüm bunlarla birlikte projeyi akamete uğratabilecek bazı engel ve zorluklar da yok değil. Irak tarafında finansman, güvenlik ve yolsuzluk sorunları bu engellerin başını çekiyor.

Türkiye ve Irak arasında yeni bir İpek Yolu olması hedeflenen "Kalkınma Yolu Projesi", başta Irak hükümetinin tek başına yüklenemeyeceği 17 milyar dolar olarak tahmin edilen devasa bir maliyetle karşı karşıya.

Irak, günde 3,3 milyon varile varan petrol üretimine yeniden başlamasıyla maliyetlerin bir kısmını karşılayabilir. Bununla birlikte yine uluslararası müttefiklere ihtiyaç duyan ülke, biraz da bu sebeple Kalkınma Yolu Konferansı'na Körfez ülkeleri başta olmak üzere komşu ülkeleri de davet etti.

Körfez ülkeleri ve Türkiye, Çin ile birlikte bu projenin stratejik önemine ikna olursa projenin finansmanına ve tamamlanmasına katkıda bulunabilir, uluslararası ve bölgesel bankaları da projeye katkı sağlamaya teşvik edebilir.

Ülkede yaygın olan yolsuzluk Bağdat'ın müttefiklerini bu konuda karar almadan önce uzun uzun düşünmeye sevk eden etkenlerden biri. Nitekim bu bağlamda Irak hükümetinin, yolsuzlukla mücadele etmek ve yabancı yatırımcılara güven vermek için ciddi reformlar gerçekleştirmesi gerekiyor.

Diğer ve en önemli noktayı ise güvenlik sorunu teşkil ediyor. Ülkenin hala terör örgütü DAEŞ tehdidinden tam olarak kurtulamamış olması ve ülkenin kuzeyinde aktif olan terör örgütü PKK'nın varlığı bu açıdan tehdit oluşturuyor.

Uluslararası boyut

Irak sahası, ABD-İsrail ile İran ve silahlı kolları arasındaki çekişmeye tanık oluyor.

Çin de bu bölgede ABD ile ekonomik nüfuz mücadelesine giren ülkelerden. Bu uluslararası çekişmeler, bir asrı aşkın süre önce yaşananlara benzer şekilde bölgeyi istikrarsızlığa sürüklerken, projeyi de olumsuz etkileyebilir.

Öte yandan Süveyş Kanalı'na rakip olacağı tahmin edilen "Irak İpek Yolu"nun Mısır tarafından tehdit olarak algılanması muhtemel. Nitekim bu projenin hayata geçirilmesiyle Kahire'nin kanaldan elde ettiği yıllık gelir azalacaktır.

Azerbaycan'dan da geçen Çin İpek Yolu ve Rusya ile İran arasındaki yeni ticaret yolunun yanı sıra Çin'i Pakistan'ın Gvadar Limanı'na bağlayacak rakip projeler de mevcut.

Ancak bu projelerin Irak Kalkınma Yolu'yla aynı rotayı izlemesi ve aynı pazarı hedeflemesi gerekmiyor. Yatırımları çekme noktasında rekabet içinde olan bu projelerin, aynı zamanda Irak Kalkınma Yolu'nu, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan küresel bir yol haline dönüştüreceği de muhakkak.