Avrupa Birliği için çıkış yolu: Erdoğan’lı Türkiye

Avrupa Birliği için çıkış yolu: Erdoğan’lı Türkiye

Ortaya atılan ismi ile “Avrupa Siyasi Topluluğu” henüz içeriği boş “fikri deneme” olarak ilk toplantısını 6 Ekim’de yapmaya hazırlanıyor.

AB ve üye olmayan diğer ülkeler arasındaki siyasi istişareyi genişletmeyi amaçlayan Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) projesinin fikir babası Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron.

Macron, Avrupa Siyasi Topluluğu projesini ilk olarak mayıs ayında Avrupa Parlamentosu'na sundu. Haziran ayında AB Liderler Zirvesinde gündeme getirilen Macron öncülüğündeki bu siyasi diyalog ve iş birliği platformu projesi, AB yönetimi tarafından da kabul edildi.

Yaptırım ve icra gücü olmayan platform için Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Avrupa Siyasi Topluluğu projesine desteğini ifade ederek, Avrupa kıtasını ilgilendiren güvenlik, enerji, iklim ve ekonomi gibi konuların düzenli olarak tartışılacağını söyledi.

Macron, 1 Eylül'de yaptığı açıklamada, birçok AB ülkesinin toplantıya Türkiye'nin de katılıp katılmayacağını sorduğunu belirterek "Fransa, Türkiye'nin katılımını veto etmeyecek." şeklinde konuşmuştu.

Manzaranın genelini okuduğumda ortaya çıkan; AST (Avrupa Siyasi Topluluğu) ile amaçlanan ilk konu Brexit ve Ukrayna Savaşı ile ağır kan kaybı yaşan AB’ye yeni bir çıkış için umut alanı oluşturmak, AB’ye üye almak istemediklerini üyeliğe almak yerine oyalamak için bir istasyon oluşturmak ve ayrıca Fransızlar’ın ve Macron’un Avrupa’nın lideri olma çabası için atılan adımlardır.

Her ne kadar sipariş haberler ile Fransız basınında, Türkiye’nin katılımına isteksizlermiş gibi davranılsa da esas meselenin Türkiye ve İngiltere’yi bu platforma almak olduğunu ifade edebiliriz.

Yıllardır süren güç kaybının neticesinde İngiltere’nin Brexit ile sonuçlanan AB macerası, birliğin geleceğini tamamen meçhule sokarken güç merkezi olma iddiasını da tamamen kaybetmesine sebep olmuştur.

Ekonomik olarak bir iddiası kalmayan Avrupa ve üye ülkeler bilhassa Almanya’nın faydasına odaklanan ekonomik yapısıyla AB’nin, örneğin; İspanya ve İtalya’yı ekonomik olarak yok oluşa sürüklendiğini düşünmektedir. Her iki ülkedeki kamu borçları artık çevrilemez durumdadır.

Diğer taraftan enerji krizi ile yeni zorluklar ile karşı karşıya kalacak AB ve üye ülkelerin Ukrayna savaşında “ezilen topluluklar” olarak meydana çıkması ise AB’deki politik ve ekonomik başarısızlığın apaçık meydana çıkmasıdır.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un şu ifadesi de meselenin özüne dair çok şey anlatmaktadır; Macron Elysee sarayında ülkesindeki büyükelçilere hitaben yakın zaman evvel yaptığı konuşmada, Türkiye'yi hedef alarak, "Rusya ile konuşmayı sürdüren tek dünya gücünün Türkiye olmasını kim ister?" demişti.

Erdoğan liderliğinde Türkiye, elindeki kaynaklar itibariyle çok daha kısıtlı manevra alanına sahipken, enerji maliyetlerindeki artışı ve tedariği doğru yöneten, salgın ve savaş döneminde de ardı ardına çeyrekler boyunca ekonomisini büyütmeyi başaran, Rusya’nın istilasına karşı duran, Ukrayna’ya destek veren, buna karşın Rusya ile tek diyalog kuran ülke olan, kendi ülke menfaatlerinin üzerine çıkıp tahıl anlaşması ile Dünya’daki kıtlığa çözüm oluşturan, sözü dinlenen güç haline gelmiştir.

Avrupa soba bulma derdinde, Avrupa moralsiz, soğuk, naçar kışa girmeye hazırlanırken, Erdoğan 250 bin konutluk Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesini coşkuyla milletine tanıtmıştır.

AB Türkiye’yi birliğine üye yapmak istemiyor, bunda kararlı. Fakat Türkiyesiz denklemin de faydasızlığından emin. Sözde AST ile Türkiye’nin ve İngiltere’nin gücünü, etki alanını kullanabilme derdinde.

John Ruskin’in “Genellikle büyük yanlışların altında gurur yatar” sözü AB’nin durumunu gayet iyi özetlemektedir.

AB girdiği çıkmaz sokaktan tek çıkışın ancak Türkiye ile olabileceğini görmesine rağmen, liderlerinin iç siyaset manevraları ve tarihsel gururları nedeniyle Avrupa Birliği yok oluşa doğru her geçen gün ilerliyor.

Hâlbuki Erdoğan liderliğinde Türkiye, AB’nin ekonomik ve politik olarak dünya sahnesinde etkin şekilde var olabilmesi için tek çıkış yoldur. Görmek isteyene manzara net!

Yazar: Mehmet Akif Soysal