Öncü kuşak ve medeniyet tasavvuru yolculuğumuz’un II. Anadolu Seferi (1)

Öncü kuşak ve medeniyet tasavvuru yolculuğumuz’un II. Anadolu Seferi (1)

Öncü Kuşak ve Medeniyet Tasavvuru Yolculuğu yürüyüşümüze Anadolu Seferi dedim. Bizden istenen şey zafer peşinde koşturmak değil her dâim sefer'de olmak olduğu için.

En büyük zafer, seferdir, seferde olmaktır. Başka bir ifadeyle, yola çıkmak, yolda olmak ve -nasip edilirse- yol olmaktır.

Öncü kuşağın gerçekleştirmesi gereken medeniyet tasavvuru inşası yolculuğunun üç aşamasıdır bunlar: Mekke sürecinde yola çıkılır, Medine sürecinde yolda olunur, Sünnet-i Seniyye ile özdeşleştirdiğim ve Mekke + Medine süreçlerinin hâsılası olan Medeniyet Süreci'nde ise Yol olunur. Bu yolculuk âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz tarafından gerçekleştirilmiş ve ortaya hakikat medeniyetinin hem anlam haritası hem de yol haritası çıkmıştır.

Bize düşen sûretin sîrete dönüşmesi ile inşa edilen bu hakikat medeniyeti yolculuğunu her dâim diri tutmak, her dem hayata ve harekete geçirmek için gayret göstermektir.

O yüzden seferîleriz biz. Zafer peşinde koşan, güya zafere ulaşmak için her yolu meşrû gören makyavelistlerden dünya kadar uzağız.

KIRŞEHİR VE ANADOLU RUHU

İkinci yolculuğumuz Kırşehir'de başladı. Kırşehir'de Neşet Ertaş Kültür Merkezi'nde önce MTO Talebe Buluşması yaptık, sonra da konferansa geçtik.

Çok nefis ve leziz bir talebe MTO Talebe Buluşması oldu. Yedi dil bilen kardeşlerimiz vardı, meselâ. Hem ruh hem de çap çok etkiledi bizi de salondaki kardeşlerimizi de.

Kırşehir buluşmamızın en güzel yanlarından biri de başka şehirlerden de kardeşlerimizin gelmiş olmasıydı konferansa. Nevşehir'den özel ve güzel bir ekip gelmişti. Ankara'dan Elif Topuz kardeşim ve değerli babası gelmiş, Kırşehir'deki MTO ruhunun ve coşkusunun oluşmasına güzel bir katkı vermişlerdi diğer şehirlerden gelen kardeşlerimizle birlikte.

Bir başka dikkat çekici ve sevindirici gelişme de üniversitenin dekanlarının ve hocalarının programımıza yoğun ilgi göstermeleri oldu.

Kırşehir programımızı Nurullah Talha Erbaşı kardeşimiz, Ruveyda İç kardeşlerimiz şehrin önde gelen STK temsilcileriyle organize etmişti. Ayrıca Tügva il başkanı Sergen Özdemir ve İlim Yayma başkanı Ali Demir kardeşlerimize katkıları için teşekkür ediyorum.

Kırşehir'deki programımız akşam tamamlandı ve biz Gaziantep için yola revan olduk Burak Savgılı ve Ahmet Arif Kutlu kardeşlerimle birlikte.

Benzin almak için durduğumuz bir benzinlikte çalışan orta yaşlı bir kişide gördüğü Anadolu insanının sıcaklığı, insanlarla kurduğu ilişki, Ahmet Arif'in dikkatini çekti; ve bana dönerek “hocam, Anadolu ruhu, bu, değil mi?” dedi. “Evet, tam da bu” diye karşılık verdim. Ve aldığımız kurabiyeden “şunu ikram eder misin!” dedim Ahmet Arif'e.

Adamcağız, almak istemedi ama Ahmet Arif ısrar edince aldı be biz ayrılırken sanki kırk yıllık bir tanıdığını uğurluyormuş gibi uğurladı. Kim demiş Anadolu ruhu ölmüş diye! Anadolu, ruhun kendisidir, diye mırıldandım.

MUHTEŞEM GAZİANTEP!

6 saat süren bir yolculuktan sonra otelimize yerleştik. Gaziantep’i dolaştık gece kimsesiz, sessiz ve güvenli sokaklarında…

Şahinbey Belediyesi'nin organize ettiği Şahinbey Kitap Fuarındayız. Muhteşem bir kültür merkezi ve Adem Bey kardeşimin en ince detayı çok güzel düşünerek gerçekleştirdiği nefis bir kitap fuarı bu.

MTO Talebe Buluşmamız çok lezizdi. Ruh ekti, kardeşlik ruhunun ne kadar güzel bir şey olduğunu hissettirdi salondaki herkese.

Akşam konferansa geçtik. Unutulmaz bir konferans oldu. 1600 kişilik salon pandemi şartlarına göre dopdoluydu. Konferans pür dikkat dinlendi. Gaziantep Valimiz Davut Gül ve Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu konferansı sürekli notlar alarak sonuna kadar takip ettiler. Sayın valimize ve başkanımıza gösterdikleri ilgi ve destekten ötürü yürekten teşekkür ediyorum.

Tahmazoğlu Başkanımızla fuarı gezdik konferanstan sonra. Fuar mekânı da muhteşemdi, organizasyonu da. Gözlerim ışıdı. Bu kadar nefis bir organizasyonu belediyenin bütçesinin 20 kat artıran, şehrin kültürel ve tarihî kimliği üzerinde güzel çalışmalar yapan bir başkan gerçekleştirebilirdi.

Davut Gül valimiz de kültüre çok önem veren ayrıksı ve örnek bir vali. Okullarda kitap okuma seferberlikleri başlatan ve çok özel programlar düzenleyen bir vali. Örnek olur diğer valilerimiz için de inşallah.

Gaziantep programımızı bu kadar güzel geçmesinin Gökçe Bilge Törer kardeşimiz ve ekibinin gayretlerinin ürünü. O yüzden çok teşekkür ediyorum emeği geçen bütün kardeşlerimize.

ŞANLIURFA'NIN TEVAZUSU VE RUHU

Gece Antep'e indik ama sabah ilk programımızı yapmak üzere Şanlı Urfa'ya yola koyulduk. Doğu, en azından ulaşım açısından mahrumiyet bölgesi değil artık ve hatta İç Anadolu'dan daha şanslı. Doğu, güneydoğu bölgelerimizin yolları muhteşem.

Hem MTO talebe buluşması hem de konferansı tamamlayıp yeniden Gaziantep'e döndük.

Urfa programımız Engelliler Konferans salonunda düzenlenmiş. Engelliler deyip geçmeyin, çok muazzam bir çalışma var burada: Türkiye’nin en büyük engelli eğitim merkezinin burası olduğunu söyledi merkezin müdürü Habip Bey kardeşim.

Sıcak bir ortamda leziz bir tanışma ve konferans oldu. Urfalı kardeşlerimizin her halinde mutluluk ve sevinç vardı. Urfa programımız hem çok sade hem de çok sahici ve samimi havada geçti. Çok güzeldi.

Urfa programımızı organize eden hekim kardeşim Ömer Faruk Karabulut kardeşime ve Vildan Nur Kardeşlerime yürekten teşekkürler.

DİYARBAKIR'IN DİNAMİZMİ VE COŞKUSU

Urfa ve Antep programlarımızdan sonra Diyarbakır'a geçtik. Geceyi Diyarbakır'da geçirdik. Zeynep Altıntaş ve ekibi yoğun, dinamik, coşkulu ve güzel bir Diyarbakır programı hazırlamışlar.

Önce Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde MTO talebe buluşması gerçekleştirdik, ardından konferansa geçtik.

Diyarbakır şubemizi gezdik. Bunun için Diyarbakır Valimiz Münir Karaloğlu ve vali yardımcısı Ömer Coşkun Beylere yürekten teşekkür ediyorum.

Diyarbakır'da da Batman gibi civar şehirlerden gelen kardeşlerimiz çoktu. Elazığ'dan Mehmet Erdi Çiçek ve Sivas temsilciliklerimizden (Sümeyye ve Halim Bülbül ile Fadime Şener kardeşlerimiz Kayseri'den sonra zahmet edip Diyarbakır'a da geldiler Zeynep kardeşimize destek vermek için. Çok başka bir anlam ve ruh katıyor böylesi dokunuşlar.

Mardin, Tokat ve Samsun yolculuklarımızı pazar günü yazacağım…

Yazar: Yusuf Kaplan