Enerji fonuyla herkes kazanacak

Enerji fonuyla herkes kazanacak

Vatandaşların birikimlerini değerlendirmeleri için 4 seçenek bulunuyor. Parayı bankaya yatırmak, gayrimenkul, borsa ve devlet tahvili. Bu 4 seçenek de çoğumuzu tatmin etmiyor. Çözüm bir enerji fonu kurmak olabilir. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde enerjideki ilave yatırımları 40 milyar doları bulacak. Bunu yastık altındaki döviz ve altın ile yapmak, vatandaşları da kurulacak enerji fonuna ortak edip yıllık yüzde 15 kazandırmak mümkün.

AHMET KEREM YILDIZ / EKONOMİST

Bugün toplumumuzun yaklaşık yüzde 80’lik kısmını ücretli çalışanlar ve/veya emekliler oluşturuyor. Yani ticaret yapmayan sabit gelirli insanlardan oluşuyor. Bu insanlar çalışırken tasarruf ederek yaptığı birikimleri değerlendirirken mevcut durumda ağırlıklı olarak aşağıdaki seçeneklerden birinde bu yatırımlarını değerlendiriyorlar:

4 YATIRIM ARACI VAR

1-Ellerindeki parayı mevduat veya katılım fonu olarak bankalara yatırmakta, karşılığında kar payı veya faiz geliri elde etmektedirler. Fakat elde edilen kazanç enflasyonun altında kaldığı için reelde paranın alım gücü düşmekte ve karlı bir yatırım yapılamamaktadır.

Son dönemde getirilerin düşük olmasından dolayı paranın değerini korumak için insanlar ya döviz alıyor veya altına yatırım yapıyor. Aslında burada yapılan bir yatırım ve ilave gelir elde edilmesi söz konusu değildir sadece paranın değeri korunmaktadır. Çok fazla döviz alımı da enflasyonun yükselmesine neden olmakta, bu kısır döngüde TL’den dövize kaçışı artırmaktadır.

2- Gayrimenkule yatırımı (daire veya dükkan almak) yapmak; mevduatın getirisi düşük olduğu için gayrimenkul yatırımları alternatif yatırım aracı olarak ön plana çıkmaktadır. Fakat gayrimenkul yatırımları da çok düşük getiri sağlamaktadır.

Bugün büyükşehirlerde en düşük daire fiyatı 500-600 bin TL’den başlamaktadır. 500-600 bin TL’ye alınan bir dairenin aylık kirası 2 bin liradır. Yapılan yatırımın geri dönüş süresi 25 yılı bulmaktadır.

3- Borsada hisse senedine yatırım yapmak. Borsa, şirketlerin değerlerini analiz edip karar verecek bilgiye sahip olmadığımızdan genel olarak insanımız uzak durduğu bir yatırım aracı. Borsadaki mevcut birikimin düşük olması bunu göstermektedir.

4- Devlet tahvili, bono ve sukuk gibi sabit getirili finansal araçlara yatırım yapılması; buradaki getiri de reel olarak enflasyon ile karşılaştırıldığında getirisi çok düşük kalmaktadır.

ALTERNATİFE İHTİYAÇ VAR

Mevcut bankacılık sistemi ve diğer gelir getiren sistemler ülkenin ihtiyaçlarını karşılayamıyor. En çok tercih edilen bu 4 yatırım seçeneğinden hiçbiri insanları tam olarak tatmin etmemekte ve ülke ekonomisinin sağlıklı büyümesine de izin vermemektedir. Alternatif çözümlere ihtiyacımız var.

Türkiye ekonomisine baktığımız zaman 2021 yılında en büyük problemimizin, yaklaşık 50 milyar doları bulan enerji ithalatına ödenen faturadan kaynaklandığını görüyoruz. Bu kadar yüksek enerji ithalatından dolayı cari açık oluşmakta, cari açık da yüksek döviz kuru ve enflasyonu beraberinde getirmektedir.

Enerji ithalatına bu paraları ödememek için tükettiğimiz elektriği kendi kaynaklarımızdan üretmemiz gerekiyor. Bugün Türkiye’nin yıllık 330 milyar kilovat saat elektrik tüketimi bulunmaktadır. Önümüzdeki 10 yılda elektrikli araç kullanımı, sanayideki büyüme gibi faktörler de göz önüne alındığında yıllık elektrik tüketimimizin 500 milyar kilovat saat üzerine çıkması beklenmektedir.

Bu da mevcut yerli kaynaklarımızı kullanarak elektrik üretimi yaptığımız kurulu gücün 100,000 megavattan yaklaşık 160,000 megavatta çıkarmamız anlamına geliyor.

Mevcut kurulu gücümüzde Karadeniz’den çıkaracağımız doğalgazın ithal edilen doğalgaz yerine kullanılması; rüzgar, güneş ve hidroelektrikten elektrik üretmek için mevcut kurulu gücümüze ilave 50,000 megavat yatırım yapmamız gerekiyor. Bugün 50,000 megavatlık ilave yatırımın maliyeti yaklaşık 40 milyar dolardır.

YATIRIM YASTIK ALTINDAKİ ALTIN VE DÖVİZLE YAPILABİLİR

Bu yatırımı yastık altında bulunan altın ve gerçek kişilerin bankalardaki döviz mevduatı ile yapabiliriz. Burada mekanizma şöyle işleyebilir. Türkiye Varlık Fonu bünyesinde bir enerji fonu kurularak bu fona mevcut üretimde olan kamuya ait elektrik üreten santraller sermaye olarak aktarılır. Fonun yönetim ve denetimi kamu tarafından yapılır.

Kurulacak şirkette mevcut elektrik üreten tesisler gelir yöntemi ile değerlendirilerek bir değer tespiti yapılır. Enerji projelerinde yapılan 1 milyon TL’lik yatırım ile yılda ortalama olarak 120,000 TL-150,000 TL arası gelir elde edilmektedir.

Örneğin yıllık toplam 60 milyar kilovat saat elektrik üreten mevcut tesisler şirkete devir edilirse şirketin değeri 1 kilovat saat elektriğin bedeli 1 TL baz alınarak 7-8 yıllık geliri kadar bir değer olan 420-480 milyar TL’lik değer belirlenir. Dolasıyla her yıl yapılacak 100 milyar TL’lik yatırım için 100 milyar TL’lik hisse satılır ve yeni yatırımlar gelen bu bedeller ile yapılır.

5 yıl içerisinde toplam 500 milyar TL’lik yatırım yapılır ve ülkemizin ihtiyacı olan elektrik kendi kaynaklarımızdan üretilmiş olur ve enerji ithalatımız düşer ve cari fazla veririz.

YILLIK YÜZDE 12-15 GETİRİ

Çalışırken tasarruf ederek yaptığı birikimlerini yıllık net %12-15 gibi reel getiri kazanan yatırıma yönlendiren insanımız para kazanır ve ülkemiz zenginleşir. Yatırım amaçlı döviz alıp kurun ve dolayısıyla enflasyonun artmasına engel oluruz.

Areda Survey firmasının 2-3 Ocak 2022 tarihinde bin 119 kişi ile yaptığı ankette hükümet veya yerel yönetimlerin büyük projelerine vatandaşların cüzi bir miktar ödemeyle ortak etmeyi öngören kar paylaşım modeliyle ilgili sorulan “Böyle bir modele ortak olup gelir elde etmek ister misiniz?” sorusuna katılımcıların %67’si evet cevabı vermiştir. Net getiri bilgisi olmadan proje fikrine bile %67 gibi büyük bir kesimin evet dediği bir modeli somut veriler ile insanlarımıza sunduğumuzda çok büyük bir kabul göreceğini düşünüyorum.

TÜM PROJELERDE UYGULANABİLİR

Bu örnekleri ülkenin ihtiyacı olan tüm projelerde uygulayabiliriz. Kendi kaynaklarımızı ihtiyaçlarımız için doğru bir şekilde kullanırsak ülkemizin tüm sorunlarını kolaylıkla çözebiliriz. Her yıl insanlarımızın Çiftlikbank gibi kripto para gibi denetimi olmayan onlarca hayali projede milyarlarca lira para kaybetmesinin de önüne geçebiliriz. Ülkemizin aydınlık geleceğini tüm insanlarımızın el ele verip birlikte yatırım yaptığı; birlikte üretip birlikte kazandığımız bir modelle inşa edebiliriz.