Karabağ azat olduktan sonra Azerbaycan’a gelen dirlik

Karabağ azat olduktan sonra Azerbaycan’a gelen dirlik

BAKÜ

Bu köşeyi takip edenler, Azerbaycan’ın öz toprağa Karabağ’ı özgürleştirmek için verdiği mücadeleyi ve sonrasındaki büyük zaferi nasıl bir coşku ile takip ettiğimizi bileceklerdir.

Savaştan sonra yine yolumuz Bakü’ye, Azerbaycan’a düştü. Siz bu satırları okuduğunuz saatlerde muhtemelen Azatlık Meydanı’ndan yola çıkıp Şehitlik’e selam verip, Karabağ’a ve elbet Kafkasların kadim şehri Şuşa’ya ulaşmış olacağız.

Şuşa, Dağlık Karabağ’ın kilididir. Şuşa, Azerbaycan’ın kültür başkentidir!

O yüzdendir ki Paşinyan işgal günlerinde, Çıdır Düzün’de yanına aldığı Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile raks etmiş, böylece sadece Azerbaycan Türklerinin değil bizlerin de tepkisini çekmişti.

O yüzdendir ki Azerbaycan kesin zaferini Şuşa’yı azat ettikten sonra ilan etmiş ve o gün Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, “N’oldu Paşinyan” diye seslenerek, Çıdır Düzü’ndeki raksa gönderme yapmıştı.

O günden sonra Karabağ’ın ihya ve imarı devam ediyor.

Aynı zamanda Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri mesafe alıyor. Özellikle Laçin koridoru ve Zengezur koridoru konusunda varılan mutabakat her geçen gün ağır da olsa uygulamaya konuluyor.

Laçin koridoru Hankendi ile Ermenistan’ı yani Dağlık Karabağ’daki Ermenilerle Ermenistan’ı birbirine balarken, Zengezur koridoru da inşallah Nahçıvan ile Azerbaycan’ı birbirine bağlayacak.

O koridora hem demiryolu hem kara yolu yapılacak. Böylece sadece Azerbaycan özerk Nahçıvan toprağına karadan bağlanmış olmayacak Türk dünyası, Türkiye ile de buluşacak.

Bu arada Türkiye -Ermenistan ilişkilerinin, yavaş da olsa normalleşmesinden de memnun olduğumuzu burada zikredelim.

***

“Şuşa’da tarihi binalarımızı yıktılar, yaktılar. Türk izlerini sildiler. Onları yeniden imar ediyoruz. Şuşa’da yeniden ezan sesi duyacağız” demişti Aliyev, 2020’nin Kasım ayında. Şimdi Şuşa’da ezan sesi duyuluyor. Ama şehrin imarı uzun sürecek. Çünkü Ermeniler yakıp yıkıp çekip gittiler. Sadece Şuşa mı? Hayır, Fuzuli de Gubatlı’da, Ağdam’da, Zengilan’da da aynısını yaptılar.

Ama Şuşa’nın anlamı çok daha farklı. Dedik ya kültür başkenti Azerbaycan’ın. Aynı zamanda Dağlık Karabağ’ın merkezi Hankendi’nin kapısı. Aynı zamanda coğrafyası nedeniyle azat edilmesi en zor şehir.

Bizim için bir anlamı daha var Şuşa’nın. Şuşa Har-ı Bülbül’ün vatanı.

Sadece Şuşa’nın Çıdır Ovası’nda yetişen Har-ı Bülbül şiirlere de konu olmuştu. Bu köşede o şiirleri de paylaşmıştık sizlerle.

Şimdi Karabağ zaferinin destanı yazılıyor Bakü›de. Onlardan bir tanesini şair ve siyasetçi Sabir Rüstemhanlı yazdı bile.

KARABAĞ ZAFERİ, AZERBAYCAN’A DİRLİK GETİRDİ

44 gün süren “Karabağ’ı özgürleştirme harekâtı” Azerbaycan’a birlik ve dirlik getirmiş.

Daha önce yıllarca geldiğim bu topraklarda 1’inci Karabağ Savaşı’nın travması yaşanıyordu. Her bulunduğumuz mecrada Ermeni mezalimi ve işgali anlatılıyor. Öfke, hüzün ve çaresizlik etrafından dönen tartışmalar yaşanıyordu.

Bugünse, tam tersi, Azerbaycan’ın kutlu zaferi etrafında, mutluluk ve özgüven tartışmalarına şahitlik ediyoruz.

Oysa savaştan hemen önce Azerbaycan siyasetindeki değişimin ülkeye ne kazandırıp ne kaybettireceği tartışılıyordu.

O tartışmalar sona ermiş, İlham Aliyev liderliğinde ittifak edilmiş.

Türkiye-Azerbaycan ilişkileri iki devlet adamının özenli ilişki biçimi ve onların adımlarına ayak uyduran bürokratlar ve siyasetçiler sayesinde olağan üstü günler geçiriyor.

Karabağ’ın özgürleştirilmesi sırasında Türkiye’nin aldığı rolün Azerbaycan’da her kesim tarafından layıkıyla bilindiğini görüyoruz.

Aynı tutum, medyada da söz konusu. Anadolu Yayıncıları Derneği’nin organize ettiği Anadolu’dan Karabağ’a isimli panel bundan 5 yıl önce düzenlenen Kerkük’ten Karabağ’a paneline de bir atıftır.

5 yıl önce o panelde konuşurken, “Karabağ’ın yeniden özgürleşme hayalini kurmuş” ama açıkçası o hayalin nasıl gerçekleşeceği konusunda bir fikir beyan edememiştik.

Ama bugün Azerbaycan ve Türkiye’nin güçlü siyasi liderlerinin kararlılığı ve Azerbaycan Türklerinin kahramanlığı ile Karabağ özgür.

***

Özgürleşmiş Karabağ’ın özgürleşmiş Zengezur koridoru açıldığında daha önce söz verdiğimiz gibi inşallah arabamızla İstanbul’dan çıkıp Nahçıvan’a uğrayıp Bakü’de İçeri Şeher’deki Kaynana’da çay içeceğiz. Masamızda ceviz, incir, erik reçeli de olacak. Tıpkı bu yazıyı yazdığımız Yeni Çağ Medya grubunun çalışma ofisinde masamızda olduğu gibi.

Yazar: Hasan Öztürk