Kongre Zelenski’nin uyarısını dinleyecek mi?

Kongre Zelenski’nin uyarısını dinleyecek mi?

Ukrayna lideri Zelenski, Amerikan yardımının gelmemesi durumunda geri çekilmek zorunda kalacaklarını ve Rusların ülkenin büyük şehirlerine ilerleyebileceğini söyledi. Ukrayna’ya Amerikan desteğinin son bir senede iç siyaset malzemesi haline gelmesi Zelenski açısından önemli bir talihsizlik olarak okunabilir. Öte yandan Biden yönetiminin bu desteğin Amerikan halkının doğrudan çıkarına nasıl hizmet ettiğini anlatmakta sınıfta kaldığını söylemek mümkün. Trumpçı siyasetin içeride kendi sınırımızı koruyamazken Ukrayna’nın sınırına niye milyarlarca dolar harcıyoruz babından popülist söyleminin etkisinin daha fazla olduğunu söylemek gerekiyor. Amerika’nın dünya liderliğine döndüğünü iddia eden Biden’ın halkı bu liderliğin maddi yüküne ikna edemediği açık. Ukrayna’ya yardımın siyasileşmesi ve her iki partinin desteğini alan bir mesele olmasına rağmen Trump’ın siyasi hesaplarıyla uyuşmaması yardımın kaderini belirsizleştiriyor.

UKRAYNA VE İSRAİL’E YARDIM PAKETLERİ

Biden yönetiminin Kongre’den talep ettiği ve Senato’dan geçmesine rağmen Temsilciler Meclisi’nde takılan 118 milyar dolarlık yardım paketinin akıbeti hala meçhul. Beyaz Saray’ın yaklaşık altı ay önce talep ettiği paket Temsilciler Meclisi’nde oylamaya gelmediği için halihazırda beklemede. Ukrayna’ya yardımı İsrail’e yardımla birleştirerek Senato’dan geçirilmesi noktasında başarılı olan yönetim, Temsilciler Meclisi üzerinde bu konuda sonuç alıcı bir baskı kurmayı başaramadı. Cumhuriyetçi Parti’nin kontrolünü elinde tutan Trump, Biden’ın sınır güvenliği ve göçmenlik konusundaki tavizleri karşılığında yardımın geçirilmesini engellemişti. Sınır meselesini başkanlık seçiminde kullanmak isteyen Trump, Biden’ın Ukrayna’ya yardım çabalarını boşa çıkarırken İsrail’e yardımı da engellemiş oldu.

İsrail’e yardım paketi Ukrayna’ya yardımın akıbetine uğradı. Daha önce 14,5 milyar dolarlık İsrail yardım paketi Temsilciler Meclisi’nden geçmiş ama Demokratların muhalefetiyle Senato’dan geçememişti. Temsilciler Meclisi Lideri Mike Johnson, İsrail paketini Ukrayna yardımından ayırarak 17,6 milyar dolarlık bir yardım göndermeye çalıştı ancak bu da her iki partinin muhalefetine takıldı. Demokratlar sınır güvenliğinin pazarlığın parçası haline gelmesine itiraz ederken, muhafazakâr Cumhuriyetçiler de paranın nerden geleceğinin belli olmadığı noktasında muhalefet ettiler. İsrail’e yardımın Temsilciler Meclisi’nden geçmemesi kuruluşundan bugüne kadar bu ülkeye verilen 300 milyar dolarlık yardımların tarihinde nadir rastlanan bir durum ortaya çıkardı.

HİBE YERİNE BORÇ VE RUS MALLARINA EL KOYMA MASADA

Kendi partisinin Trumpçı muhafazakâr kanadının baskısı altında Demokratlarla uzlaşmakta zorlanan Mike Johnson, Paskalya tatili sonrasında Ukrayna’ya yardım paketini görüşmeye açık olacağını söyledi. Demokratlarla uzlaşmaya açık olduğu için kendisine karşı parti içinden bayrak açan Marjorie Taylor Greene gibi siyasetçiler, şimdiden Johnson’ın yerine yeni bir Meclis Sözcüsü bulunması gerektiğini savunuyor. Bir önceki Temsilciler Meclisi Sözcüsü Kevin McCarthy’nin akıbetiyle tehdit edilen Johnson’ın Trump’ın sözünden çıkması pek mümkün değil. Bu durumda Ukrayna yardımını müzakereye açık olduğunu söylese de şimdiden Trump’ın yardımın hibe yerine borç olması gerektiği yönündeki sözlerini benimsemiş görünüyor. Biden’ın Ukrayna’ya borç verme opsiyonunu kabullenmesi Trump’ın zaferi algılanacağı için böyle bir formülü kabullenmesi siyaseten çok zor.

Ukrayna yardımının Biden yönetiminden alınacak sınır güvenliğiyle ilgili tavizlere bağlanması da kuvvetle muhtemel. Demokratlar bu tür büyük tavizleri Senato’dan geçen kapsamlı 118 milyar dolarlık paket bağlamında kabullenebilir ancak daha küçük ve sadece Cumhuriyetçilerin işini gören bir pakete vermeye yanaşmayacaktır. Johnson’ın Biden’dan Amerika’nın doğalgaz üretimini artırarak Rusya’nın bu piyasadan edindiği karı azaltıp savaşı finanse etmesini zorlaştırmasını isteyebileceği ve Biden’ın bu fikre açık olduğu görülüyor. Ayrıca Amerika’da bulunan 5 ila 8 milyar dolar civarındaki Rus malvarlığına el konulmasının da pazarlık konusu olması konuşuluyor. Bu varlıklara el koyulmasının etkin sonuç vermesi için Avrupa’yla koordine edilmesi gerekecek yoksa Amerika’nın yalnızlaşması söz konusu olabilir. Dahası böyle bir adımın Rusya’nın vereceği tepkiye bağlı olarak Biden’ın savunduğu ‘kurala dayalı uluslararası düzenin’ altını oyacak bir adım olarak görülmesi riski var.

Cumhuriyetçilerin Ukrayna ve İsrail yardımlarını iç siyasetteki bazı şartlara bağlamakta ısrar edeceği ve Biden yönetiminin de bu tür bir pazarlığa mecburen açık olduğu görülüyor. Bu dengeler gözetildiğinde Ukrayna yardımı konusunda bir uzlaşı çıkması hiç de kolay olmayacak. Bu durumun farkında olan Zelenski’nin Amerika’ya yaptığı uyarıların Biden’ın kritik tavizler vermemesi durumunda Kongre’yi ikna etmesi zor. Biden taviz verse bile anlaşma olmayabilir. Zelenski Washington turu yapıp Kongre’den desteği bizzat kendisi istemişti ancak Ukrayna yardımı meselesini iç siyasi dinamiklerinin parçası olmaktan çıkaramadı. İsrail’e yardımın bile her iki partiden destek görmesine rağmen geçmemesi, Trumpçı muhalefetle karşı karşıya olan Ukrayna yardımının geleceğini daha da zora sokuyor.

Yazar: Kadir Üstün