Amerikan Başkanını mahkemeler mi seçmen mi seçecek?

Amerikan Başkanını mahkemeler mi seçmen mi seçecek?

Colorado Yüksek Mahkemesi’nin Trump kararı 2024 Kasım başkanlık seçimlerinin kaderini belirleyecek potansiyele sahip. Eski Başkan Trump 6 Ocak olaylarına destek vermesi itibariyle devlete karşı bir kalkışmanın içinde bulunduğu için bu eyaletteki seçim pusulalarına başkan adayı olarak adını yazdıramayacak. Amerikan Anayasası’nın 14. ek maddesine göre devlete karşı ayaklanmış kişilerin federal devlette görev alması yasak. Amerikan iç savaşı sonrasında anayasaya eklenen bu madde, Konfederasyon tarafında savaşan generallerin siyasete girerek gücü tekrar ele geçirmesini engellemeyi amaçlıyordu. Bu maddenin uzun zamandır uygulanmamış olması Trump’a karşı uygulanma ihtimalini zayıflatıyordu ancak Colorado Yüksek Mahkemesi bu tartışmayı tekrar canlandırmış oldu. Anayasa Mahkemesi’ne gidecek hukuki bir süreç başlarken, Amerikan başkanını mahkemelerin mi yoksa seçmenin mi belirlemesi gerektiği tartışması tekrar başladı.

Trump’ın başkanlığı döneminde demokratik temayül addedilen birçok geleneği kırmıştı. Siyasi doğruculuğu ayaklar altına alan birçok söylem ve eylemiyle Amerikan siyaset kurumunu derinden sarsmıştı. Trump, mevcut sistemden memnuniyetsiz kitlelerin siyasi sisteme adeta başkaldırısının enerjisi sayesinde başkan seçildi. Ancak bu başarısının Rusya’nın seçimlere müdahalesi tartışmalarının gölgesinde kalmasını engelleyememişti. Özel Savcı Mueller 2016 seçimlerinde Trump ve etrafındakilerin Rusya’yla ilişkilerini soruşturmuştu ancak görevdeki başkana dava açılmaması temayülünün bir sonucu olarak dava açılmamıştı. O dönemde Mueller’in açacağı bir davanın Trump’ın Rusya bağlantılarını ortaya koyarak Kongre’de başkana karşı görevden alma süreci başlatmasını bekleyenler çoktu. Buna karşılık seçilmiş bir başkanın hukuk yoluyla değil seçmenin sandıkta vereceği kararla gönderilmesini savunanlar daha fazlaydı.

Trump’ın 2020 seçimlerini kaybettikten sonra seçim sonuçlarını kabullenmeyip hile yapıldığını iddia etmesi Biden’ın yemin törenine kadar ciddi endişeler yaratmıştı. Trump’ın birçok eyalette yaptığı itirazlar ve açtığı davalar başarısız olurken, Başkan Yardımcısı Pence’e eyaletlerin seçim sonuçlarını onaylamaması yönünde baskılar artmıştı. Trump’ın Pence’i adeta hain ilan etmesine kadar varan süreçte, Trumpçı kalabalıklar Kongre’yi basarak Biden’ın başkanlığının tasdik edilmesini engellemeye çalışmıştı. 6 Ocak olayları olarak tarihe geçen o unutulmaz sahneler, Amerikan demokrasisinin aslında ne kadar kırılgan olduğunu da ortaya koymuştu. Trump’ın göstericilere müdahale etmekte gecikmesi ve onları vatansever olarak görmesi, bu kalkışma hareketine destek verdiği şeklinde yorumlanmıştı. Trump’a karşı açılan davaların en önemlilerinden biri halihazırda Özel Savcı Jack Smith’in yürüttüğü ve ilk duruşmasının 5 Mart’ta gerçekleşmesi beklenen 6 Ocak davası. Bu dava Trump’ın 6 Ocak kalkışmasına destek verdiği şeklinde bir kararla sonuçlanırsa eski Başkan’a 14. maddenin uygulanması sözkonusu olabilir.

Bu hafta aldığı kararla Colorado Yüksek Mahkemesi, Trump’ı 6 Ocak kalkışmasına destek vermekle suçlayarak 14. maddenin geçerli olduğuna hükmetmiş oldu. Savcı Smith’in yürüttüğü federal dava sonuçlanmadan Colorado’nun böyle bir karar alması, Trump’ın adaylığını bu eyalet dışında engelleyemez ancak eski başkanın işini çok zorlaştıracağı açık. Colorado başkanlık seçimlerinde 10 vekil oyuyla temsil ediliyor ve başkan adayının seçimi kazanması için 270 vekil oya ulaşması gerekiyor. Cumhuriyetçi Parti seçmeninin bir kısmı, Trump’ın bu şekilde geriden başlayacağını göz önünde bulundurarak başka bir adaya yönelebilir. Trump’ın partisinin adayı olmasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor ancak Colorado’dan gelen haber Trump’ın işini zorlaştırıyor. Buna rağmen parti içindeki diğer adayların ilk açıklamaları siyasi sürece mahkemelerin değil seçmenlerin karar vermesi gerektiği yönünde. Bu adaylar Trump’ın yasal engellerle aday olamamasının onu daha da güçlendireceğinden çekiniyor olabilirler. Ayrıca Trumpçı tabanı da kendilerine düşman etmek istemiyorlar zira onların oylarına ihtiyaçları var.

Colorado dışındaki başka eyaletlerde de benzer 6 Ocak davaları var. Savcı Smith’in açtığı federal davanın duruşma tarihi Mart olarak kesinleşirse, Trump’ın 6 Ocak kalkışmasına destek verip vermediği de karara bağlanmış olacak. Bu hukuki süreçler Anayasa Mahkemesi’ni Kasım 2024 öncesinde net bir karar alarak siyasetin kaderini belirleyecek bir adım atmaya zorlayacak. Mahkeme süreçlerinin ertelenmesi durumunda ise, Trump’ın kaderini seçmenler sandıkta belirleyecek. Bugüne kadar Trump’ın Amerikan siyasetinin birçok normunu yıkan ve sistemin birçok yetersizliğini ortaya döken tavırları karşısında hukuki süreçler siyaseti dizayn edecek adımları atmaktan geri durdular. Colorado kararı ve Savcı Smith’in davası, hukuki süreçlerin artık ağırlığını koyması anlamına gelebilir. Trump bu kadar fazla davayla mücadele ederken seçimleri kazanırsa hepsini iptal ettirme yoluna gideceğini şimdiden ilan ediyor. Böyle bir senaryoda seçmenin sandıkta vereceği karar, hukuki süreçlerin iptali anlamına gelebilir. Önümüzdeki seçim döneminde, Amerikan siyasetinde son sözü hukukun mu seçmenin mi söyleyeceğini göreceğimiz bir döneme giriyoruz.

Yazar: Kadir Üstün